Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/1043 E. 2014/3834 K. 26.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/1043
KARAR NO : 2014/3834
KARAR TARİHİ : 26.02.2014

MAHKEMESİ : Şanlıurfa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/05/2013
NUMARASI : 2012/274-2013/249

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankanın Şanlıurfa şubesinde vadeli hesabı olduğunu, bu hesapta bulunan 7.800,00 TL’nin banka çalışanı M. T.. tarafından iradesi sakatlanmak suretiyle boş dekont imzalattırılarak zimmetine geçirildiğini, müvekkilinin bankanın sorumluluğu da esas alınarak davalı banka aleyhine Şanlıurfa 3. İcra Müdürlüğü’nün 2009/10433 esas sayılı dosyasında icra takibi yaptığını, ancak davalı bankanın haksız itirazı ile takibin durduğunu, davalının itirazlarının tamamen yersiz ve haksız olduğunu belirterek icra dosyasındaki davalının itirazlarının iptaline, takibin devamına ve % 40 tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu alacaktan davalının sorumlu olmadığını, husumetin banka çalışanına karşı yöneltilmesi gerektiğini, ayrıca borcun zamanaşımına uğradığını bildirerek davanın reddine ve %40 tazminata karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere, ceza dosyasına ve bilirkişi raporuna göre davalı bankanın dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 818 sayılı BK’nun 100. maddesi gereğince sorumluluğunun bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, Şanlıurfa 3. İcra Müdürlüğü’nün 2009/10433 esas sayılı takip dosyasında 7.000,00 TL asıl alacak üzerinden takibin devamına, bu miktar yönünden itirazın iptaline, alacak yargılamayı gerektirdiğinden ve likit bulunmadığından davacı lehine tazminata hükmetmeye yer olmadığına karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dairemizin 09.02.2012 tarihli 2011/8850 Esas, 2012/1825 Karar sayılı sayılı ilamında, davacının temyizi yönünden; mahkemece alınan bilirkişi raporunda bazı belgelerin eksik olduğu gerekçesiyle görüş bildirilmediği, bunun üzerine eksik belgelerin dosyaya sunulup tamamlanmasına rağmen, mahkemece bilirkişiden ek rapor alınmadan hüküm kurulmasının doğru olmadığı gibi, dava açıldığı tarihte yürürlükte olan 818 sayılı BK’nun 53. maddesi uyarınca ceza mahkemesinin kararının kesinleşmesinin beklenmemesi ve dekontta davacının imzasının bulunmasının dava sonucuna etkisi üzerinde durulup tartışılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu, davacının temyizi yönünden ise; somut olay bakımından alacağın likit nitelikte olduğu gözetilmeden davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
Anılan bozma kararına uyulduktan sonra mahkemece davanın kısmen kabulüne, davalının icra takibine itirazının kısmen iptali ile takibin toplam 3.708,88 TL üzerinden devamına, alacak likit olmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Hükmüne uyulan Dairemiz bozma ilamında “ek rapor alınması, 818 sayılı BK ‘nun 53. maddesi uyarınca ceza mahkemesi kararının kesinleşmesinin beklenmesi, alacağın likit olduğu gözetilerek davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmesinin gerektiği” hususlarına değinilmiş, mahkemece dairemizin bozma kararına uyulduğu halde bozma gerekleri kısmen yerine getirilmiş, ancak ceza davasının sonucunun beklenmesine ilişkin bozma gerekçesi yerine getirilmemiştir.
Bu durumda mahkemece, henüz kesinleşmediği anlaşılan ceza mahkemesi kararının kesinleşmesinin beklenerek sonucuna göre bir karar vermek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 26.02 .2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.