Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/10389 E. 2014/16907 K. 25.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10389
KARAR NO : 2014/16907
KARAR TARİHİ : 25.11.2014

MAHKEMESİ : Denizli(Kapatılan) 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 31/12/2013
NUMARASI : 2013/227-2013/147

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, müvekkilinin keşidecisi davadışı Z.. A.. olan davalı Yapı ve Kredi Bankası A.Ş. D.. Sanayi Sitesi Şubesi’ ne ait 5 adet çekin yetkili hamili olduğunu, çeklerin süresinde muhatap davalı bankaya ibraz edildiğini, yapılan incelemede çek hesaplarında yeterli bakiyenin bulunmadığının tespit olunması ile davalı banka tarafından karşılıksız işlemi uygulanarak asgari sorumluluk tutarının ödenmesi gerekirken, bankanın kendiliğinden imza incelemesi yaparak, keşideci imzasının tutarsızlığından dolayı işlem yapılamayacağını belirterek ödeme yapmadığını, TTK. 801. maddesinde muhatap bankanın çekin ibrazında imza incelemesi yapmasının zorunlu olmadığının açıklandığını, davalı bankanın ödemekle sorumlu olduğu yasal tutar için davalı aleyhine Denizli 5. İcra Müdürlüğü’ nün 2012/3799 sayılı dosyasından icra takibi başlattıklarını, ancak davalının itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla, itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı bankaya usule uygun davetiye tebliğine rağmen, cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, dava konusu çeklerin keşide ve ibraz tarihleri itibariyle 5941 sayılı Kanun’un yürürlük dönemi içinde olduğu, bu kanunun 3/3 maddesine göre çek hesabı sahibi ile muhatap banka arasındaki ilişkinin çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayrinakdi kredi sözleşmesi niteliğinde olduğu, bankanın ödeme yükümlülüğünün de buradan kaynaklandığı, davacının hamili olduğu dava konusu çekleri süresinde davalı bankaya ibraz ettiği, muhatap bankaca keşideci imzası tutmadığından işlem yapılamadığı şerhinin düşüldüğü, oysaki çek hamili davacı tarafından dava konusu bu çeklere ilişkin çek keşidecisi Z.. A..’un da aralarında bulunduğu borçlular hakkında icra takipleri yapıldığı, keşidecinin takibe ve imzaya yönelik herhangi bir itirazının bulunmadığı, bu takiplerin kesinleşmiş olduğu, dolayısıyla muhatap bankanın keşidecinin imzasının tutmadığı yönündeki savunmasının yerinde olmadığı, dava konusu çeklerin keşide ve ibraz tarihleri itibariyle bankanın karşılıksız çıkan her çek yaprağı için sorumlu olduğu miktarın 1.000-TL olup davalı bankanın bu tutarları ödemekle yükümlü olduğu, davacı tarafından çekler ibraz süresi içinde bankadan talep edildiğinden, bankanın temerrüde de düştüğü ve ticari faizden sorumlu olduğu kanaatine varıldığı gerekçeleriyle, davanın kabulü ile Denizli 5. İcra Müdürlüğü’ nün 2012/3799 sayılı takibin aynı miktar alacak ve ekleri yönünden devamına, alacağın likit, hesaplanabilir olması ve davalı borçlunun itirazında haksız çıkması nedeniyle, her ne kadar 05/07/2012 tarihinden önce yapılmış olan icra takipleri üzerine açılan itirazın iptali davalarında icra inkar tazminatının asgari %40 olarak uygulanması gerekmekte ise de, dava dilekçesinde asgari %20 oranında icra inkar tazminatı talebinde bulunulduğundan taleple bağlı kalınarak, kabul edilen asıl alacak tutarı olan 5.000-TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı tarafın karşılıksız çıkan çekler nedeniyle bankanın sorumlu olduğu asgari bedelleri talep edebilmesi için çek asıllarını bankaya bırakması gerekir. Dava dosyasında çek asıllarının bankaya bırakıldığına dair bir delil bulunmadığı gibi, aksine sözkonusu çeklere dayalı olarak davacı tarafından çek borçlularına karşı kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takipleri yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece, 5941 Sayılı Yasa’nın 3/6. maddesi (3167 sayılıYasa 4/son) uyarınca bankanın sorumluluk tutarını ödemekle yükümlülüğünün çek aslının bankaya bırakılması halinde sözkonusu olabileceği yönündeki Yargıtayın kararlı uygulaması da gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, çek asıllarının bankaya bırakılmadığı hususu dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı banka yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 25.11.2014 gününde oybirliyle karar verildi.