YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10376
KARAR NO : 2014/13524
KARAR TARİHİ : 16.09.2014
MAHKEMESİ : İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 16/07/2013
NUMARASI : 2011/479-2013/185
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, taraflar arasında düzenlenen 10/04/2009 tarihli damacana suyu bayilik sözleşmesinin ilgili maddesi gereğince iki yıl daha uzamış olduğunu, davalının 26/07/2011 tarihinde müvekkilinin işyerinde mahkemece tespit yaptırdıktan sonra sözleşmeye aykırılık iddiasıyla gönderdiği ihtarname uyarınca bayilik sözleşmesini feshettiğini, sözleşme içeriğinde açıkça teminat olarak verildiği belirtilen 10.000-TL’lik senedi İzmir 8. İcra Müdürlüğü’nün 2011/9175 sayılı dosyasından kambiyo yoluyla icra takibine koyduğunu, oysa takip tarihi itibariyle müvekilinin davalı şirkete sadece 1.912-TL borcu bulunduğunu, bunun da 800-TL’ sini takipten sonra ödediğini, teminat senedinin kayıtsız şartsız bir borç ikrarını içermediğini ve kambiyo yoluyla icra takibine konu edilemeyeceğini, bayilik sözleşmesinde başka marka su satılmasını engelleyen bir hüküm de olmadığını beyanla, müvekkilinin takip konusu alacağın 8.888-TL’ lik kısmından borçlu olmadığına ve senedin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 4.6. maddesinde bayinin, markanın nam ve şöhretine zarar verici davranışlarda bulunamayacağının düzenlendiğini, buna rağmen davacının başka firmaya ait bayi olarak faaliyet göstermeye başladığı gibi, müvekkil şirkete ait tabela ve logoları da kaldırdığını, müvekkilinin pazar payından rakip firmayı faydalandırarak sözleşmeye aykırı davrandığını, bu durumun tespit ettirildiğini, sözleşmeye aykırılık halinde ödenecek cezai şartın da sözleşmede açık olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, takibe konulan senedin teminat senedi olduğunun tartışmasız olduğu, bu teminat senedinin sözleşmeye aykırılık halinde tahsile konulacağının da sözleşmenin 7. maddesinde hükme bağlanmış olduğu, davacının son zamanlarda davalıdan su alımını azaltarak nihayet hiç almadığının da sabit olduğu, davacının davalı tarafın siparişlerini karşılamadığı yolundaki iddiasını kanıtlayamadığı, davacının işyerinde yapılan tespit keşfinde davalı şirkete ait su damacanalarının yerine başka bir firmanın su damacanalarının tanıtım ve reklam yazılarının bulunmasının açıkça bayilik sözleşmesine aykırılık teşkil ettiği ve tazminatı gerektirdiği gerekçeleriyle, davanın reddine, talep olmadığından davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu bononun 10.04.2009 tarihli sözleşmenin teminatı olarak verildiğinde uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı taraf, davacının kendi ürünleri dışında başka şirketlere ait ürün sattığını ve ayrıca reklam logolarını kullanmadığını beyan ederek akdin ihlal edildiğini ve tazminat hakkının doğduğunu belirtmiştir. Ne var ki, sözleşmede başka firmaya ait ürün satışının akdin ihlal olarak nitelendirildiğine dair bir hüküm bulunmadığı gibi, reklam tabelalarının usulsüz kullanıldığına dair bir belirleme de bulunmamaktadır. Bu durumda, teminatın paraya çevrilme koşullarının oluşmadığı dikkate alınarak, davanın kabulü gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddi usulsüzdür.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 16.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.