Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/10362 E. 2014/17272 K. 02.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10362
KARAR NO : 2014/17272
KARAR TARİHİ : 02.12.2014

MAHKEMESİ : Küçükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 04/10/2013
NUMARASI : 2009/198-2013/512

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili, davalı tarafından müvekkili aleyhine Küçükçekmece 1. İcra Müdürlüğü’nün 2008/4746 sayılı dosyasından 03/04/2007 tarihli 52.000 TL meblağlı kambiyo senedi ile icra takibi yapılmış ise de müvekkilinin bu icra dosyasına konu senet üzerindeki imza ve yazıların sahibi olmadığı gibi davalıyı hiç tanımadığını, K.Çekmece 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2008/341 E. sayılı dosyası ile de imza inkarına dayalı dava açtıklarını, sahte kıymetli evrak düzenlemekten suç duyurusunda bulunduklarını belirterek, müvekkilinin takibe konu senetten dolayı borçlu olmadığının tespiti ile senedin ve takibin iptaline, davalı aleyhine %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu borcun davacı tarafından ödendiğini ve 06/08/2008 tarihli ibraname düzenlediklerini, takipten de vazgeçtiklerini beyanla, davanın konusu kalmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, dava açılmasına sebebiyet vermediklerinden yargılama giderleri ile sorumlu tutulmalarına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davacının imza inkarı üzerine icra hukuk mahkemesince alınan Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nin 05/06/2012 tarihli raporu ile bonodaki imzanın borçlunun eli ürünü olmadığının tespit edildiği, borçlu davacının evrakta sahtecilik suçundan yapmış olduğu şikayet üzerine Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/221 E.-2013/131 K. sayılı ilamı ile davalı sanığın davaya konu 52.000-TL bedelli senedi sahte olarak düzenleyip tahsile koyup henüz tahsili gerçekleştiremediğinden “kamu kurumunu araç kullanmak suretiyle dolandırıcılığa teşebbüs” suçundan cezalandırılmasına karar verildiği, davalı tarafın duruşmada alınan beyanlarında da kaçamaklı olarak esasen davacının bu senetten dolayı borcunun bulunmadığını ikrar ettiği, suçtan kurtulma amaçlı olarak tek taraflı 06/08/2008 tarihli ibranameyi düzenleyerek davacının borcu ödediğine yönelik beyanda bulunduğu, davacının kabul etmediği tek taraflı bu ibranamenin davalı lehine delil olarak kabulünün de mümkün olmadığı, icra takibine konu edilen bononun davalı tarafından sahte olarak düzenlenip icra takibine konulduğu, davalı tarafından aksine yönelik yazılı bir delil sunulamadığı, davalı tarafın davayı açıkça kabul etmemesi karşısında borcun ödendiğine ve davanın konusuz kaldığına ilişkin savunmasına itibar edilemeyeceği, davalının
dava açılmasına sebep verdiği, takibin de haksız ve kötüniyetli olarak yapıldığı gerekçeleriyle, davanın kabulü ile takibe konu edilen bonodan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile senedin ve takibin iptaline, takip kötüniyetle yapıldığından takdiren asıl alacağın %20′ si tutarındaki 10.400-TL tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Hükme esas alınan ceza mahkemesi kararı henüz kesinleşmediği, gibi dar yetkili icra hukuk mahkemesince yaptırılan bilirkişi incelemesi de genel yetkili mahkemede kesin delil olarak kabul edilemez. Mahkemece, ceza davasında verilen kararın kesinleşmesi beklenerek, ya da imza konusunda yeni rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı lehine BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 02.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.