Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/10297 E. 2014/14382 K. 30.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10297
KARAR NO : 2014/14382
KARAR TARİHİ : 30.09.2014

MAHKEMESİ : Gaziantep(Kapatılan) 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 24/12/2013
NUMARASI : 2013/130-2013/189

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davacı M.. Ö..’ın davasının kabulüne, diğer davacılar M.. Ö.., M.. Ö..’ın davasının reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacılar vekili, davalının Gaziantep 7. İcra Müdürlüğü’ nün 2009/24093 sayılı icra dosyasından müvekkilleri aleyhine bonoya dayalı takip yaptığını, sözkonusu senedin müvekkili M.. Ö..’ ın imzasını taşımakta ise de, bedelsiz olduğunu, zira müvekkilinin 2004-2009 yılları arasında davalıyla mazot işi yaparken verdiği boş senedin davalı tarafından icra takibine konulduğunu, senetteki müvekkilleri Meryem ve M.. Ö..’a atfen atılan imzaların ise onlara ait olmadığını, bu imzaların davalı tarafından atıldığını, senedin sahteliği ile ilgili ceza soruşturmasının devam ettiğini ve Adana Kriminal Polis Laboratuvarı’ndan alınan raporda imzanın M.. Ö.. elinden çıkmadığının tespit edildiğini, davalının savcılıktaki ifadesinde M.. Ö..’ ın oğlunu evlendirmek için borç istediğini ve kendisinin kredi kartından 46.000-50.000 TL arasında harcama yapıldığını, bononun da bu nedenle verildiğini, bonoda rakam olmadığını, 90.000-TL rakamını kendisinin doldurmuş olabileceğini beyan ettiğini, bu şekilde davalının senedin boş olarak verildiğini ikrar ettiğini, kredi kartı kullanımının da sözkonusu olmadığını, davalının icra takip dosyasında müvekkili Mustafa’ ya ait taşınmaz hissesini cebri icra yoluyla satışını talep etmesi neticesinde bedelsiz senede dayalı takip yüzünden yolsuz şekilde satış ve tescilin gerçekleştiğini belirterek, tapu tescil kaydının iptaline, icra takibinin iptaline, müvekkillerinin davalıya borçlu olmadıklarının tespitine ve davalı aleyhine %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, takibe konu bonodan dolayı alacaklı olduğunu, bononun davacı M.. Ö.. tarafından getirildiğini ve üzerinde diğer davacıların imzalarının mevcut olduğunu, davacıların bononun aksine dair iddialarını yazılı delille ispatlaması gerektiğini beyanla, davanın reddine ve davacı aleyhine %40 tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, alınan Adli Tıp Kurumu raporunda bono altındaki imzanın M.. Ö.. ve M.. Ö..’ın eli ürünü olduğunun belirtildiği, M.. Ö..’ın eli ürünü olup olmadığının ise tespit edilemediği, Adli Tıp Kurumu raporuna itibar edildiği, icra dosyasındaki haciz tutanağında davacı M.. Ö..’ın “benim borca itirazım yoktur, bana mehil verilirse bu borcu ödeyeceğim” şeklinde beyan ve imzasının olduğu, davacı M.. Ö..’ın cezaevinden gönderdiği beyanları ile duruşmadaki beyanlarının çelişkili olduğu, dava konusu bononun kambiyo senedi niteliğinde olup miktarı itibarıyla, bedelsiz olduğu yolundaki iddiaların tanıkla ispatının mümkün olmadığı, ayrıca imzalı bir senedin sonradan doldurulmasının da hukuka aykırı olmadığı, beyaza imzanın hukuken mümkün olduğu, M.. Ö..’ın beyanında senet altındaki imzanın kendisine ait olduğunu, davalının sık sık oto lastikçi dükkanına geldiğini, davalının eline senedin nasıl geçtiğini bilemediğini belirttiği, ceza dosyasındaki sanığın davalı olmayıp davacı M.. Ö.. olması nedeniyle ceza dosyasının bekletici mesele yapılmasına gerek duyulmadığı, tüm dosya kapsamına göre, senedin bedelsiz olduğu yönündeki iddiaların ancak kesin delille kanıtlanabileceği, senedin anlaşmaya aykırı olarak doldurduğunun da ancak kesin bir delille ispat edilmesi gerektiği, davacı tarafın iddialarını kesin bir delille ispatlayamadığı, karşı tarafa yemin de teklif etmediği gerekçeleriyle, davacı M.. Ö.. ve M.. Ö..’ın menfi tespit davalarının reddine, davacı M.. Ö..’ın davasının kabulü ile, Gaziantep 7.İcra Müdürlüğü’nün 2009/4093 sayılı dosyasında takibe konu olan bonodan ötürü borçlu olmadığının tespitine, takip tarihi esas alınarak asıl alacak 90.000-TL üzerinden saptanacak %40 tazminatın davalıdan alınarak davacı M.. Ö..’a ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Mahkemece alınan Adli Tıp Kurumu raporunda, davacılardan M.. Ö..’ ın imzasının teşhise götürecek karakteristik materyal, önemli yazı ve tanı unsuru içermeyen, karalama tarzında çizgilerden ibaret basit tersimli imza olmasından dolayı, senetteki imzanın kendisine ait olup olmadığının tespit edilemediği belirtildiğine göre, davalı lehtarın bu davacıya karşı takip yapmakta kötüniyetli sayılarak kötüniyet tazminatına hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte belirtilen sebeplerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 30.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.