Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/10213 E. 2014/16519 K. 19.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10213
KARAR NO : 2014/16519
KARAR TARİHİ : 19.11.2014

MAHKEMESİ : Erzurum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 23/01/2014
NUMARASI : 2013/741-2014/91

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya (7) adet fatura ile mal satıp teslim ettiğini, davalının fatura bedellerini ödememesi üzerine başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının dava dilekçesinde belirttiği faturalarda müvekkilinin 09.02.2011 tarihinde işten çıkardığı U..Ö..’ın imzasının bulunduğunu, aynı tarihlerde müvekkiline ait marketlerde toplu işten çıkarmalar olduğu, davacının suç duyurusu üzerine müvekkili ve U.. Ö.. aleyhine başlatılan hazırlık soruşturması sonunda takipsizlik kararı verildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; davacının davalıya 15.01.2011 ve 19.02.2011 tarihlerinde toplam (7) adet irsaliyeli fatura düzenlediği ve faturalarda yer alan malların davalı iş yerinde çalışan U..Ö..’a teslim edildiği, U..Ö..’ın SGK kayıtlarına göre 20.01.2011 tarihinde işten çıkış verilip iptal edildiği, 09.02.2011 tarihinde tekrar işten çıkışının yapıldığı, faturalardaki imzaların bu kişiye ait olduğu gözetildiğinde adı geçenin davalı adına hareket etmeye devam ettiğinin anlaşıldığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, davalının itirazının kısmen iptaline, takibin 29.104,92 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takipten itibaren %16 oranında reeskont avans faizi uygulanmasına ve davalının %40 oranında icra inkar tazminatıyla sorumluluğuna karar verilmiş, hükmün davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizce; “Davacı, davalıya mal satıp teslim ettiğini iddia ederek alacağın tahsili için başlattıkları takibe davalının vaki itirazının iptalini istemiş, davalı ise 15.01.2011 tarihinde teslim edildiği belirtilen malların bedelinin çekle ödendiğini, teslim edildiği söylenen diğer malların ise teslim alınmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Davacı tarafından 7 adet faturanın takibe konu edildiği, bunlardan 4 adedinin 15.01.2011 tarihli, 3 adedinin ise 19.02.2011 tarihli olduğu görülmüş olup davalının yukarıda anılan savunması karşısında taraflar arasındaki uyuşmazlığın 19.02.2011 düzenleme tarihli faturalara konu malların davalıya teslim edilip edilmediği noktasında toplandığı anlaşılmaktadır. İhtilafsız olan 15.01.2011 tarihli faturalarda davalı kaşesi bulunduğu, ihtilaflı olan 19.02.2011 tarihli faturalarda ise U..Ö.. ismi ve imzası bulunduğu görülmektedir. Dosya içerisine sunulan delillerden U..Ö..’ın ihtilaflı olduğu belirlenen faturaların düzenleme tarihinden önceki bir tarih olan 09.02.2011’de işten ayrılmış olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece 19.02.2011 tarihli faturalardaki malların davalı yana tesliminin usulüne uygun bir şekilde kanıtlanamadığı dikkate alınmadan yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.”gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.
Mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada toplanan delillere göre; davacı vekiline davalıya yemin etme hakkı hatırlatıldığı, davacı taraf davalıya yemin teklif etmeyeceğini belirttiğinden takibe konu faturalardaki malların davalıya teslim edildiği usulünce ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, 15.01.2011 tarihli 4 ve 19.02.2011 tarihli 3 adet olmak üzere toplam 7 adet faturaya dayalı ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi hükmü uyarınca iptali istemine ilişkindir. Davalı takipte yasal süresinde ödeme emrine itiraz dilekçesinde 15.01.2011 tarihli fatura bedellerinin çekle ödendiğini ileri sürmüştür. Takip dayanağı 15.01.2011 tarihli faturalarda davalı şirketin kaşesi olduğu, 3 adet 19.02.2011 tarihli irsaliyeli faturada ise davalı çalışanı U..Ö..’ın isim ve imzasının teslim alan kısmında yer aldığı görülmüştür. Dosyadaki sigorta kaydına göre, davalı çalışanı U..Ö.. 09.02.2011 tarihinde işten ayrılmıştır. Takip konusu davalı kaşesini içerir 15.01.2011 tarihli 4 adet fatura bedelinin 17.01.2011 tarihli çek ile ödendiğini takipte ödeme emrine itiraz dilekçesinde ileri süren davalı bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İş bu 4 adet fatura yönünden davalı ödeme iddiasını kanıtlayamadığından davanın kabulü gerekmektedir. Diğer taraftan takip dayanağı 19.02.2011 tarihli 3 adet faturada imzası bulunan davalı çalışanı U..Ö.. SGK kaydından 09.02.2011 tarihinde yani fatura tarihinden önce işten ayrıldığına göre bu faturalar içeriği malların davalıya teslim edildiği ispat edilememiştir. Bu durumda Mahkemece yukarıda değinilen Bozma ilamında belirtildiği üzere sadece 19.02.2011 tarihli 3 adet fatura yönünden davanın reddi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile takip dayanağı yapılan 15.01.2011 tarihli 4 adet faturayı da kapsar şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA,peşin harcın istek halinde iadesine, 19.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.