Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2014/10068 E. 2014/17127 K. 27.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10068
KARAR NO : 2014/17127
KARAR TARİHİ : 27.11.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 29/01/2014
NUMARASI : 2011/425-2014/7

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı şirket vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili; müvekkillerinden H.. L..’in diğer müvekkili şirketin yetkilisi olduğunu ve müvekkili şirketin davalıdan satın aldığı malın bedelinin ödenmesi amacıyla temsilci sıfatıyla müvekkili şirketi adına TEB Y.. Şubesine ait, 69…. nolu, 15.000-TL bedelli ve 17.09.2011 tarihli çeki keşide ederek davalı şirkete verdiğini, devamında henüz vadesi gelmeden çek bedelinin davalı şirket çalışanı A.. T..’e 26.08.2011 tarihli ödeme belgesi ile ödendiğini, ancak davalı şirketin sözkonusu bedelsiz çeki müvekkillerine teslim etmediğini ve her iki müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını belirterek, müvekkillerinin davalıya borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacı H.. L..’in dava konusu çekin ön yüzüne ismini yazarak çeki imzalaması nedeniyle avalist durumunda olduğunu, çek bedelinin ödenmediğini, 26.08.2011 tarihli ödeme belgesindeki imzanın müvekkiline veya müvekkilinin çalışanı A.. T..’e ait olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılamada toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; dava konusu çekte imzanın davacı şirket ünvanının altına atılmış olmasından ve ikinci bir imza bulunmamasından dolayı davacı H.. L..’in çeki keşideci şirket adına ve onun namına imzaladığı, bu nedenle H.. L..’in çekten dolayı borçlu olmadığı, davacı şirket yönünden ise; 26.08.2011 tarihli ödeme belgesindeki imzanın A.. T.. eli ürünü olduğunun tespit olunduğu, ancak bir başka ihtilaf konusunun ise bilirkişi raporunda belirtildiği üzere ödeme belgesinin düzenlenmesi sırasında boşluk bırakıldığı ve sonradan bu boşluğun ”TL TEB 69…” şeklinde doldurulduğu, boşluğun aradaki anlaşmaya uygun doldurulmadığını ileri süren tarafın bu iddiasını ispatla mükellef olduğu, somut olayda davalı ödemenin 22.10.2011 keşide tarihli, 6949483 nolu başka bir çeke ilişkin olduğunu ileri sürdüğü ve TEB’in 26.03.2012 tarihli cevabi yazısında bu çekin bankaya teslim edildiğinin belirtildiği ve buna göre sözkonusu 69… nolu çekin davacı tarafından ödendiğinin anlaşıldığı, bu durumda ödeme belgesinin dava konusu 69…nolu çeke ait olduğu ve ödeme belgesindeki boşluğun aradaki anlaşmaya uygun şekilde doldurulduğunun ispat yükünün davacı tarafa geçtiği, davacının bu hususu ispatlayamadığı gerekçesiyle; davacı H.. L.. yönünden davanın kabulü ile bu davacının İstanbul 9. İcra Müdürlüğü’nün 2011/18936 sayılı icra takibi ve bu takibe konu 6949321 nolu çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, davacı L..Tarım Nak.İnş.Turz.Paz.İth.İhr.San.Tic.Ltd.Şti. yönünden davanın reddi ile %40 oranı üzerinden hesaplanan 6.000-TL tazminatın davacıdan tahsil edilerek davalıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davacı şirket vekilince temyiz edilmiştir.
Davacının mahkemeye sunduğu 26.08.2011 tarihli belge altındaki imzanın davalı şirket yetkilisine ait olduğu anlaşıldığından, bu belge borcu söndüren bir belge niteliğindedir. Sözkonusu belgedeki yazının anlaşmaya aykırı olarak sonradan yazıldığını iddia eden davalı bu iddiasını yazılı belge ile ispatlamak zorundadır. Mahkemece ispat yükünün taktirinde yanılgıya düşülerek davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 27.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.