Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/9794 E. 2014/7256 K. 15.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9794
KARAR NO : 2014/7256
KARAR TARİHİ : 15.04.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 27/09/2011
NUMARASI : 2011/192-2011/16

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. …. gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR-

Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında imzalanan bayilik sözleşmesine istinaden davalının müvekkilinin bayisi olduğunu, bayilik sözleşmesinin devamı sırasında davalının sözleşmeyi süresinden önce haksız olarak fesih ederek başka bir firmanın bayiliğini aldığını belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla tahsil anındaki TCMB döviz satış kuru üzerinden hesaplanacak 50.000 USD karşılığı Türk Lirası cezai şartın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte ve 20.000,00 TL mahrum kalınan karın fesih ihtarnamesinin tebliğ tarihi olan 05/08/2009 tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 20/05/2011 tarihli dilekçesi ile kazanç kaybı olarak 492.381,87 TL’nin fesih ihtarnamesinin tebliğ tarihi olan 05/08/2009 tarihinden itibaren ticari avans faizi ile cezai şart olarak 50.000 USD’den oluşan alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsili şeklinde davayı ıslah etmiştir.
Davalı cevap vermemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere göre taraflar arasındaki sözleşmede akdin feshi halinde kar kaybı istenebileceğine dair maddenin mevcut olmadığı, davacının menfi zarar talep edebileceği ve müspet zarar olan kar mahrumiyetinin ayrıca talep edilemeyeceği, BK 161/son maddesi gereğince tarafların iktisadi durumu, özel olarak borçlunun ödeme kabiliyeti ile birlikte borçlunun borcunu yerine getirmemiş olması nedeniyle sağladığı menfaat, borçlunun kusur derecesi ve borca aykırı davranışı ölçü alınarak hak ve menfaat kuralları gereğince cezai şartın tenkisinin uygun olacağı gerekçesiyle davacının cezai şart alacağının kısmen kabulü ile 25.000 USD ceza-i şart alacağının dava tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince işleyecek USD cinsi devlet bankalarının 1 yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden BK’nun 83/ son maddesi kapsamında davalıdan tahsiline, fazlaya dair istemin BK’nun 161/son maddesi gereğince tenkis nedeniyle reddine, davacının kar kaybı alacak davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında akdedilen bayilik sözleşmesinin davalı yanca haksız olarak feshedildiği hususu dosya içeriği ile sabittir.
Anılan sözleşmenin 26. maddesi “Bayinin bu sözleşmede yer alan hususlardan herhangi birisine uymaması halinde STP a) Mal teslimatını bir süre için durdurmak, b) Bayiden uyulmayan her husus için, ayrıca özel bir cezai şart öngörülmemesi halinde 50.000 (Ellibin) Amerikan Doları cezai şart talep etmek, c) Zarar ziyan talep etmek, d) Sözleşmeyi derhal ve süresinden önce feshetmek” hükmünü içermektedir. Bu durumda anılan madde gereğince sözleşmeyi fesheden tarafında davalı yan olduğu, sözleşmenin haksız feshedildiği, davacının anılan madde gereğince zarar ziyan talep edebileceğinden davacının kar mahrumiyeti talebinin reddi doğru olmadığı gibi, davalının sosyo ekonomik durumu ve cezai şartın mahvına sebebiyet verip vermediği yerince araştırılmadan eksik inceleme ile cezai şarttan indirim yapılması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, vekil Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına taktir edilen 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine peşin harcın istek halinde iadesine, 15.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.