YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9738
KARAR NO : 2014/7507
KARAR TARİHİ : 16.04.2014
MAHKEMESİ : Kocaeli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/02/2013
NUMARASI : 2010/504-2013/63
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vek.Av. …. gelmiş, diğer davacılar tarafından kimse gelmemiş olduğundan, onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı şirket vekili, müvekkili ile davalı arasında akdedilen bayilik sözleşmesi gereğince taşınmaz üzerinde ipotek tesis edildiğini, davalının satışlara yönelik beklentiyi karşılayamaması üzerine sözleşmenin feshedildiğini belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine ve ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, birleşen dosyada da; müvekkilinin ipotekli taşınmaz maliki olduğunu belirterek ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; alınan bilirkişi raporu ile davalının davacıya sattığı 190.693,53 TL mala karşılık davacının iade mal ve çek havale olarak 191.058,65 TL ödemede bulunduğu, bu haliyle davacının davalıya borcunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Asıl dava, bayilik sözleşmesinin feshi nedeniyle borçsuzluğun tespiti ve taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekki talebine, birleşen dava, taşınmaz maliki tarafından açılan ipoteğin fekki istemine ilişkindir.
Davalı yan, bayilik ilişkisi kapsamında davacı şirketin borcu bulunduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
Davacı şirket ile davalı arasında satılan mallar ve davacının yaptığı ödemelere ilişkin bir ihtilaf bulunmamaktadır. İhtilaf davacının davalı adına düzenlediği bir kısım iade faturalarından kaynaklanmaktadır.
Mahkemece yapılan yargılama sırasında mali müşavir bilirkişiden rapor alınmış, hükme esas alınan bu raporda, davalının davacıya 190.693,53 TL. mal sattığı, davacı kayıtlarında bulunan 8 adet iade faturasının davalı kayıtlarında bulunmadığı, davalı kayıtlarında yer alan 174.166,01 TL. tahsilata bu miktar eklendiğinde toplam 191.058,65 TL. tahsilat yapıldığı, bu itibarla davalının davacıya 365,12 TL. borçlu olduğu belirtilmiş, davalı vekili anılan bu rapora gerekçelerini de belirtmek suretiyle itiraz etmiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporu taraf defterleri incelenmeden, dosyadaki belgeler incelenmek suretiyle tanzim edilmiş olup yeterli incelemeyi içermediği gibi Yargıtay denetimine de elverişli değildir.
Hal böyle olunca mahkemece yapılması gereken iş, yeni bir bilirkişi veya bilirkişi kurulundan, davalı vekilinin mevcut rapora itirazlarını karşılayacak şekilde ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli yeni rapor alınıp tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre bir hüküm kurulmasından ibarettir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1.100 TL. duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 16.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.