Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/8770 E. 2013/13366 K. 09.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8770
KARAR NO : 2013/13366
KARAR TARİHİ : 09.09.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından ve davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında bayilik sözleşmesi imzalandığını, davalının 18/03/2009 tarihinden sonra tüp almayarak bayiliğini fiilen sona erdirdiğini ve müvekkili şirkete tevdi ettiği çekin bedelini ödemeyerek sözleşmeye aykırı davrandığını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 90.800-TL cezai şart alacağından şimdilik 10.000-TL’nin 12/06/2009 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; ekonomik sıkıntı içinde olduğundan tüpgaz alamaz hale geldiğini, işyerinin karşısında başka birine tüpgaz bayiliği verilmesi nedeniyle işlerinin iyice kötüye gittiğini, bu nedenle taahhüt edilen miktarda tüpgaz alamadığını belirtmiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda; davalının taahhüt edilen miktarda LPG tüpü alımı yapmayarak ve çekle ödemede temerrüte düşerek sözleşmeye aykırı hareket ettiği, davacının sözleşmeyi feshinde ve cezai şart talebinde haklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 10.000,00-TL cezai şart alacağının 02/06/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 17/e ve 28. maddeleri gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Taraflar tacir olup dava dilekçesinde avans faizi talep edildiğinden hükmedilen alacağa avans faizi yürütülmesi şeklinde karar verilmesi gerekirken yasal faize hükmedilmesi doğru değil ise de, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nın 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ : Yukarıda (1) no.lu bentte açıklanan nedenlerden dolayı davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) no.lu bentte belirtilen sebeplerle hüküm fıkrasındaki “yasal faiz” ibaresinin hükümden çıkarılarak yerine “avans faizi” sözcüklerinin yazılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin harçların istek halinde iadesine, 09.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.