YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8700
KARAR NO : 2014/6387
KARAR TARİHİ : 02.04.2014
MAHKEMESİ : İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 11/12/2012
NUMARASI : 2011/481-2012/299
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı ve davalılardan E.. Ö.. vekilince de duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. G.. T.. ile davalılardan E.. Ö.. vek. Av. M.. G.. gelmiş diğer davalılar tarafından kimse gelmemiş olduğundan onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili; müvekkili bankayla devren birleştirilen T.. A.Ş. ile davadışı şirket arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinde davalıların müşterek borçlu müteselsil kefil olduklarını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalıların itiraz ettiklerini belirterek itirazın iptaline, %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar E.. Ö.. ve M.. A.. vekilleri, davanın reddini istemişlerdir.
Diğer davalılar davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; imzalanan genel kredi sözleşmesine istinaden davadışı şirket lehine ihracat kredisi kullandırıldığı, ihracat taahhütlerinin yerine getirilmemesi nedeniyle borçlu şirket adına davacı tarafından vergi dairesine krediyle ilgili vergi, resim, harç, KKDF tutarı olarak 147.562,91 TL. ödendiği, alınan bilirkişi raporu, banka kayıtlarına göre davacının vergi dairesine ödediği müeyyide bedelinin ödenmemesi nedeniyle takip tarihi itibarıyla nakdi alacak yönünden toplam 1.541,817,10 TL alacağın bulunduğu, davadışı şirket elinde bulunan 102 adet çek nedeniyle davacının gayrinakdi alacağın deposunu talep edebileceği, nakdi alacağın likit olduğu gerekçesiyle davalıların takibe itirazının kısmen iptaline, toplam 1.541,817,10 TL nakdi alacak, 51.000 TL gayri nakdi alacağın depo edilmesi yönünde takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine hükmolunan nakdi alacağın %40’ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalılardan E.. Ö.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı E.. Ö.. vekilinin tüm, davacı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Somut olayda mahkemece, 6098 sayılı TBK’nun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden itibaren davacı banka alacağına TBK’nun 120. maddesi gereğince avans faizinin iki katı oranında temerrüt faizi uygulanmasına karar verilmiştir.
6101 sayılı TBK’nun Yürürlüğü ve Uygulanma Şekli Bakımından Kanun’un 7. maddesine göre; TBK, kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76., faize ilişkin 88., temerrüt faizine ilişkin 120. ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138. maddesi görülmekte olan davalara da uygulanır. Ancak, 6102 sayılı TTK’nun 8. maddesine göre ticari işlerde temerrüt faizi oranı serbestçe belirlenecektir. Davacı banka ile imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi bankacılık işi olup ticari iş niteliğinde bulunduğundan TBK’ndaki 88. ve 120. maddesindeki sınırlamalar ticari kredilerde uygulanmaz. Mahkemece bu yön gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.
3- Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İtirazın iptali davasının görülebilmesi icra takibine süresinde itiraz edilmiş olmasına bağlıdır. Somut olayda davalı borçlu H.. G..’a örnek 7 no.lu ödeme emrinin 29/12/2010 tarihinde tebliğ edildiği ve anılan borçlunun İİK’nın 62. maddesinde öngörülen yedi günlük süre geçirildikten sonra 06/01/2011 tarihinde itiraz ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, davalı H.. G.. yönünden icra takibi kesinleştiğinden davacı alacaklının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Hukuki yarar dava şartlarından olup aleyhe bozma yasağının istisnalarındandır. O halde mahkemece davalı H.. G.. yönünden davanın reddi gerekirken işin esası incelenerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair, davalı E.. Ö.. vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.100 TL. duruşma vekalet ücretinin davalı H.. G.. dışındaki diğer davalılardan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde davalılardan E.. Ö..’e verilmesine, 02.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.