Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/8366 E. 2014/11365 K. 17.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8366
KARAR NO : 2014/11365
KARAR TARİHİ : 17.06.2014

MAHKEMESİ : İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 10/02/2011
NUMARASI : 2009/408-2011/42

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı T.. K.. vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı (temlik alan) vek. Av. E. C.. gelmiş, diğer davacılar tarafından kimse gelmemiş olduğundan onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Dava, icra takibine konu bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davalı Ziraat Bankası vekili, bononun kredi sözleşmesinin teminatı olmadığını, illetten mücerret olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, yargılama sırasında davalı Ziraat Bankasının takip konusu alacağını T.. K..’e devrettiği, temliknamenin dosyaya ibraz edildiği, bilirkişi incelemesi sonucunda davacıların 155.878 TL borçlu olduklarının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmü temlik alan davalı T.. K.. vekili temyiz etmiştir.
Somut olayda, takip ve dava konusu alacak yargılama sırasında davalı Ziraat Bankası tarafından dava dışı T.. K..’e kısmen temlik edilmiş olup, temlik alan T.. K..’e herhangi bir bildirimde bulunulmaksızın onun yokluğunda yapılan yargılama sonucunda davalı olarak da gösterilerek davanın esası hakkında hüküm kurulmuştur. Kararda davalı T.. K..’e dava dilekçesi tebliğ edilip, hukuki dinlenilme hakkının (HMK m.27) kullanılmasına olanak sağlanması gerekirken, bu yön gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Öte yandan tavzih yoluyla Ziraat Bankası davalı, vekili de davalı vekili olarak gerekçeli karara eklenmiş ise de temlikin kısmi olması ve davanın da kısmen kabul edilmesi nedeniyle taraflara tanınan hak ve yükümlülüklerin HMK’nun m.297/2 hükmüne uygun olarak “açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde” gösterilmesi gerekir. Mahkemece bu yönler gözetilmeden ve müddeabihin temliki halinde HUMK’un m.186 (HMK m.125) hükümlerinin uygulanması gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre davalı T.. K.. vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasına katılan davalı T.. K.. yararına takdir edilen 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak anılan davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 17.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.