YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8202
KARAR NO : 2014/5745
KARAR TARİHİ : 25.03.2014
MAHKEMESİ : Karaman 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
TARİHİ : 14/02/2013
NUMARASI : 2010/146-2013/90
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmasız davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. Ç.. Y.. ile davalı vek. Av. İ.. K..’un gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Dava, ticari satıştan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla faturalara istinaden başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalı vekili, takip konusu bir kısım faturalara konu malların müvekkiline teslim edilmediğini, 25.12.2007 tarih ve 29.308 TL bedelli faturanın karşılığının çek ile ödendiğini, 11.01.2008, 21.01.2008, 24.01.2008, 25.01.2008 tarihli faturaların bedelinin ise müvekkili tarafından düzenlenen ve davacının itiraz etmediği 05.02.2008 tarih ve 38.016 TL bedelli fiyat farkı alacağından mahsubu sonucunda tasfiye olunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 14.06.2010 ve 08.04.2011 tarihli bilirkişi raporlarının birbirlerini teyit eder mahiyette bulunduğu miktar itibarıyla oluşan çelişkilerin mahkemece giderilmesi için alınan 08.04.2011 tarihli rapora itibar edildiği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
1-Mahkemece, 14.6.2010 ve 8.4.2011 tarihli bilirkişi raporları esas alınarak hüküm kurulmuşsa da söz konusu raporlarda tanık anlatımlarına istinaden fatura konusu malların teslim edildiği kabul edilmiştir. Halbuki teslim, bir hukuki işlem niteliğinde olup, HUMK’un 288’inci (HMK’nun 200’üncü) maddesi uyarınca ancak kesin delillerle ispat edilebilir. Davalı vekili, malların teslimi hususunda tanık dinletilmesine muvafakat etmediğini de açıkça belirtmiş olmasına rağmen, tanık ifadelerine istinaden faturalara konu malların davalıya teslim edildiğinin kabulü usul ve yasaya aykırıdır.
2-25.12.2007 tarihli ve 29.308 TL bedelli faturanın çekler ile ödenmiş olduğu davalı tarafından savunulmuş olup, 13.5.2009 tarihli duruşmada davacı vekili “davalı tarafça yapılan çek ödemelerine bir itirazımız yoktur” şeklinde beyanda bulunmuştur. Bu ödeme savunması üzerinde durulmaması ve söz konusu savunmanın aksinin ne şekilde ispatlandığının kararın gerekçesinde açıklanmaması usul ve yasaya aykırıdır.
3-Mahkemece birden fazla bilirkişi raporları alınmışsa da söz konusu bilirkişi raporlarındaki çelişkiler üzerinde durulmamış, kararın gerekçesinde tartışılmamış, sadece tarihlerine atıfta bulunularak benimsendiği belirtilmek suretiyle hüküm kurulmuştur. Halbuki davalı vekili, söz konusu raporlara gerekçelerini de belirtmek suretiyle itirazda bulunmuştur.
O halde mahkemece yapılacak iş, yukarıdaki (1) ve (2) no’lu bentlerdeki bozma nedenleri de gözetilip, davalı vekilinin bilirkişi raporlarına yönelik itirazları da incelenerek tüm raporları irdeleyen yeni bir bilirkişi raporu alınmak ve tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle varılacak uygun sonuç çerçevesinde karar verilmesinden ibarettir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 25.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.