Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/7921 E. 2013/11113 K. 13.06.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7921
KARAR NO : 2013/11113
KARAR TARİHİ : 13.06.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, müvekkili şirketin üstlenmiş olduğu “… İnşaat ve Ortakları Loca Projesi” kapsamlı işte kullanılmak üzere değişik tarihlerde davalı firmadan “Mdf Akru 1298 beyaz astar 18 mm 244×122” niteliğinde akrilik panel ürünler satın almış olduğunu ve bu ürünlerin söz konusu projede mutfak ve vestiyer dolaplarında kullanıldığını, ancak bir süre sonra proje sahipleri tarafından müvekkilinin mutfak dolaplarındaki yüzeysel bozukluklar ve renk tonu farklılıkları şikayeti ile arandığını, talep üzerine saha üzerinde yapılan incelemede yüzeysel bozukluk ve renk tonu farklılıklarının görüldüğünü, durumun davalı tarafa şifahen iletildiğini, ancak davalı tarafın görüşme taleplerine olumlu-olumsuz cevap vermediğini, bunun üzerine Sakarya 4. Noterliği’nin 28.04.2011 tarih ve … yevmiye nosu ile ihtarname gönderdiklerini ve Küçükçekmece 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2011/46 değişik iş sayılı dosyası ile delil tespiti yaptırdıklarını, şirketin maruz kaldığı zararın 35.840,00 TL olduğunun tespit olunduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşulu ile 35.840,00 TL maddi zararın yasal faizi ile birlikte ve 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında 2010 yılından beri ticari ilişki olduğunu, ilgili projede kullanılmak üzere davacı tarafa 02.09.2010- 19.04.2011 tarihleri arasında partiler halinde astar ürünü verilmiş olduğunu, davacı tarafın basiretli bir tacir gibi teslim aldığı ürünleri muayene yükümlülüğü altında olduğunu, bu yapılmayıp mallar projede kullanıldıktan sonra bu talebin gündeme getirildiğini, TTK’nun 25/3. maddesi gereğince ayıp açıkça belli değilse alıcının 8 gün içerisinde malı muayene ettirerek malın ayıplı çıkması durumunda keyfiyeti satıcıya bildirmek yükümlülüğünde olduğunu, ayıp ihbarının süresinde olmadığını, fatura tarihlerine göre 2 ve 8 günlük sürelerin dolmuş olduğunu, kaldı ki davacının aynı projede kullanılmak üzere başka firmalardan da mal aldığını, bu durumda renk tonu farklılıklarının doğal olduğunu, bundan müvekkilinin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, malların teslimine ilişkin irsaliyelerin 02.09.2010-06.01.2011 tarihleri aralığında olduğu, Küçükçekmece 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2011/46 değişik iş sayılı dosyasıyla yapılan tespitin 17.05.2011 tarihli olduğu, bilirkişi raporunun tespit dosyasına 13.06.2011 tarihinde ibraz olunduğu ve raporun davalıya 14.07.2011 tarihinde tebliğ olunduğu, eldeki davanın ise 10.11.2011 tarihinde açıldığı, davacı tarafça ayıp ihbar sürelerine ve kanunun koyduğu şekil şartlarına uyulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olup, mahkeme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, davalı tarafından satılan malların ayıplı olduğunu ileri sürerek maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuş, mahkemece dava konusu mallara ilişkin tespitin 17.05.2011 tarihli olduğu, tespit raporunun 14.07.2011 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 10.11.2011 tarihinde açıldığı, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı, 28.04.2011 tarihli ihtarname sunmuştur. Bu ihtarnamede ürünlerde yüzey bozukluğu ve renk tonu farklılığı bulunduğu bildirilerek kapakların değiştirilmesi talep edilmiştir. Mahkemece, davalı tarafından davacıya satılan mallarla ilgili faturaların ibrazı istenip, faturalarda belirtilen malların davacıya teslim edildiği tarihler tespit edilerek, 28.04.2011 tarihli ihtarnamede belirtilen ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı tespit edilip, gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırılarak, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan yönler gözetilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmadığı gibi, davacının manevi tazminat talebi yönünden de bir karar verilmemiş olması doğru görülmemiş olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 13.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.