Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/7828 E. 2014/5662 K. 24.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7828
KARAR NO : 2014/5662
KARAR TARİHİ : 24.03.2014

MAHKEMESİ : Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 21/01/2013
NUMARASI : 2008/668-2013/15

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün taraf vekillerince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacılar vek. Av. M.. K.. ile davalılardan İ.. A.. ve M..Taşıt San. ve Tic. Ltd. Şti. vek. Av. H.. S.. gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacılar vekili, müvekkilleri H.. S.. ve R.. S..’in sahibi oldukları Alman tabiyetindeki S… GMBH şirketinin Türkiye’de uçak ikmal tankerleri yedek parçaları satış işleri yaptığını, müvekkillerinin Türkiye’deki faaliyetlerini davalı İ.. A.. ve İ.. A..’in büyük hissedarı ve müdürü olduğu davalı şirketler aracılığı ile yürüttüğünü, taraflar arasında 1992’de başlayan ilişkide davalılara gönderilen yedek parçaların önemli bir kısmının bedellerinin geri ödenmediğini, davalıların talebi ile müvekkillerince gönderilen paraların iade edilmediğini, Nisan 1998’de toplam borcun 400,000 DM olduğu konusunda mutabakata varıldığını ancak borç ödenmediği için tarafların tekrar bir araya gelerek 18.10.2005 tarihli sözleşmeyi yaptığını, bu sözleşmeyle 400.000 DM (=204.516,75 Euro) olan bu borcun ödeme miktar ve tarihleri ile uygulanacak gecikme faizinin yeniden belirlendiğini ileri sürerek davalıların ödemek zorunda oldukları asıl borç ile gecikme faizleri (bileşik faizli), miktarın şimdilik 10.000 TL olduğunun ve bu borcun ödenme tarih ve miktarlarının tespitine, tespit edilen borcun ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi üzerinden davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında taleplerini ıslah ederek asıl borcun 404.588,13 TL gecikme faizi (bileşik faizli) miktarının 90.676,13 TL, temerrüt faizi miktarının 142.331,30 TL olduğunu belirtmiştir.
Davalı şirketlerin müdürü sıfatı ile kendi adına cevap veren İ.. A.., iddiaya konu 18.10.2005 tarihli sözleşmeyi takiben aynı gün içerisinde bir kısım tahsilatlar ve ek sözleşme yapıldığını, iddiaya konu 18.10.2005 tarihli sözleşmenin manevi baskı altında imzalandığını, aynı gün yapılan ek sözleşme ile borcun 130,000 Euro olduğuna karar verildiğini ve elden 90,000 Euro ödenerek kalan 40,000 Euro’nun ise yıllık %5 faiziyle 30.12.2008 tarihine kadar ödenmesi yönünde anlaşmaya varıldığını ve 30.12.2008 tarihinde de kalan 40.000 Euro borcun faiziyle birlikte 46.396 Euro’nun davacı H.. S.. ‘e ödendiğini, haksız davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde, savunmaya konu 18.10.2005 tarihli ek sözleşmedeki imzanın davacıya ait olduğunun ispatlanamadığı, uyuşmazlığın iddiaya konu sözleşme çerçevesinde çözümlenmesi gerektiği, bu sözleşmeye göre dava tarihi itibariyle 130,000 Euro dışında kalan borcun muaccel hale gelmediği, davacılar vekili bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde 30.000 Euro için 60.039,00 TL’yi, 100,000 Euro için ise 185,590 TL’yi talep ettiği, bu talep gözetilerek 245,629,00 TL’nin tahsili gerektiği, 18.10.2005 tarihli sözleşmeye göre davacı gerçek kişilerin sıfatının bulunmadığı gerekçeleri ile davacılar H.. S.. ve R.. S.. yönünden davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan reddine, davacı şirketin açtığı davanın kısmen kabulüne, 130,000 Euro’nun TL karşılığı olan 245.629,00 TL’nin davalılardan tahsili ile davacı şirkete verilmesine, sözleşme gereğince muaccel olmayan bakiye alacak, faiz isteminin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1) Davacılar 18.10.2005 tarihli sözleşmeye dayalı olarak, alacak talebinde bulunmuştur. Anılan sözleşmede imzaları bulunan H.. S.., R.. S.., Schu&Schneider GMBH’nin aktif dava ehliyeti bulunduğu halde aksine düşüncelerle H.. S.. ve R.. S..’in açmış olduğu davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan reddinde isabet bulunmamaktadır.
2) Savunmaya konu aynı gün imzalanan ek anlaşmadaki imzanın H.. S..’e ait olup olmadığının saptanması için, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2009/74077 sayılı dosyasında grafoloji ve sahtecilik uzmanı M.. K..’dan alınan 09.09.2009 tarihli raporda, belgedeki imzanın H.. S.. elinden çıkmayıp, adı geçenin örnek modeline benzetilme gayretiyle takliden atıldığı bildirilmiş, Ankara 25. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/1107 E. sayılı dosyasında alınan 20.05.2010 tarihli Jandarma Genel Komutanlığı bilirkişi kurulu uzmanlık raporunda, imzanın H.. S.. eli ürünü olmasının kuvvetle muhtemel olduğu belirtilmiş, yine aynı ceza dosyasında alınan 30.11.2010 tarihli Adli Tıp Raporunda ise “…tanı unsuru içermeyen, karalama tarzında çizgilerden ibaret basit tersimli olması nedeniyle H.. S.. eli ürünü olup olmadığı tespit edilemediği” bildirilmiştir.Mahkemece alınan bilirkişi Dr. Y..A..’ın 04.07.2011 tarihli raporunda ise, belgedeki imzanın H.. S..’in eli ürünü olmayıp adı geçenin hakiki imzalarının model alınması suretiyle adına sahte olarak atıldığı kanaatine varılmıştır. Davalı tarafın özel başvurusu ile Ulusal Krımınal Büro’dan alınan 28.01.2010 tarihli raporda incelenen emsal belgeler detayları ile belirtilmemiş sonuç olarak imzanın H.. S..’e ait olduğu belirtilmiştir. Davalı tarafın yine aynı bürodan aldığı 22.10.2012 tarihli raporda da imzanın kuvvetle muhtemel H.. S..’in eli ürünü olduğu belirtilmiş ancak rapor içeriğinden 18.10.2005 tanzimli ek anlaşma belge fotokopisi üzerinde inceleme yapıldığı anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca, mahkemece yapılması gereken iş, yukarıda açıklanan raporlar arasındaki çelişki gözetilerek Güzel Sanatlar Fakültelerinden seçilerek oluşturulacak 3 kişilik bilirkişi heyetinden incelenmesi gereken belgenin ve emsal belgelerin aslı üzerlerinde inceleme yapılıp rapor alınarak sonuca göre bir karar vermekten ibaret olmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacılar R.. S.. ve H.. S.. yararına, (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle taraflar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraf vekilleri Yargıtay duruşmasında hazır bulunduğundan 1.100 TL vekalet ücretinin bir diğerinden alınarak bir diğerine verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 24.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.