Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/7807 E. 2014/5286 K. 18.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7807
KARAR NO : 2014/5286
KARAR TARİHİ : 18.03.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 40. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 06/12/2012
NUMARASI : 2011/59-2012/295

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmasız, davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. E.. Ö.. ile davalı vek. Av. A..T.. Ü.. gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR-
Davacı vekili, araç satışından doğan borcun tahsili amacıyla davalı tarafından yapılan icra takibi sırasında borcun kabul edilerek taahhüt edildiği gibi taksitler halinde ödendiğini, ancak davalı vekili tarafından ödemelerin tamamlanmasından sonra takip dosyasının yenilenerek aynı borcun tekrar tahsiline çalışıldığını belirterek söz konusu takip dosyasından dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, takibinde haksız ve kötüniyetli olan davalının %40 oranında tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının haksız olduğunu, ileri sürdüğü yenileme ve haciz isteminden sonra da borcunu ödemeye devam ettiğini, davacının tüm borcunu ödemeden hacizlerin kaldırılamayacağını, yapılan ödemelerin borcun tamamını karşılamadığını, taksitlendirme anlaşmasında öngörülen sürelerde davacının ödeme yapmadığını, gecikmeler olduğunu, bu nedenle işlemden kaldırılmış dosyanın tüm borç ödenmediği için yenilenmesinin doğal olduğunu, müvekkilinin haksız ve kötüniyetli olmadığını, davacının tahsil harcı ödemek zorunda kalmaması için ödemelerin icra dairesine bildirilmediğini, davacının da ödemeleri icra dosyasına yapmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, İstanbul 13. İcra Müdürlüğünün 2003/16022 E. sayılı icra dosyasından 13.11.2003 tarihinde 177.124 Euro’luk icra takibi devam ederken davacı tarafından farklı tarihlerde olmak üzere toplam 177.849 Euro ödeme yapıldıktan sonra dosyanın takipsiz bırakıldığı, davalının takip dosyasını yenileyerek 2008/12525 E. sayılı numarayla 177,124 Euro üzerinden takibe devam ettiği, davacının yenilediği dosyada ödemeleri mahsup etmeden takibe devam ettiği, somut olayda menfi tespit davası veya istirdat davası açılmasının mümkün olmadığına dair davalı savunmasına ve birinci bilirkişi kurulu raporuna itibar edilemeyeceği gerekçeleriyle menfi tespit isteminin kabulüne, davacının ödemelerini icra dosyasına yapmamış olması nedeniyle kötüniyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiş, kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
İİK’nun 111’inci maddesinin 3’üncü ve 4’üncü fıkralarına göre, “Borçlu ile alacaklının borcun taksitlendirilmesi için icra dairesinde yapacakları sözleşme veya sözleşmelerin devamı süresince 106 ve 150/e maddelerindeki süreler işlemez. Ancak bu sözleşme veya sözleşmelerin toplam süresinin on yılı aşması halinde, aştığı tarihten itibaren süreler kaldığı yerden işlemeye başlar. Taksitlerden biri zamanında verilmezse icra muamelesi ve süreler kaldığı yerden devam eder.” Somut olayda borçlu tarafından borcun taksitler halinde ödenmesi konusunda yapılan teklif alacaklı vekili tarafından kabul edilmiş olup, bu husus borçlu tarafa tebliğ edilmiştir. Dolayısıyla taraflar arasında İİK’nun 111’inci maddesi çerçevesinde taksitlendirme sözleşmesi kurulmuştur. Dosya içeriğinden taksitlendirme sözleşmesinin ihlal edildiği anlaşılmakta olup, bu durumda İİK’nun 111’inci maddesinin son fıkrası uygulanmak suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 18.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.