Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/7718 E. 2014/5637 K. 24.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7718
KARAR NO : 2014/5637
KARAR TARİHİ : 24.03.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 04/03/2013
NUMARASI : 2011/348-2013/40

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalılardan F.. U.. vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalılardan asil F.. U.. ve vek. Av. R.Y..gelmiş diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR-
Dava, davalı tarafça takibe konulan senedin bedelsiz olduğundan bahisle takip dosyasında borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Davalı F.. U.. vekili, dava konusu senedin diğer davalı F.. A..’a verilen borç para karşılığı verildiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Davalı F.. A.. vekili, müvekkilinin senedi zamanında ortağı olduğu şirketin borcu için imzaladığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, dava konusu bononun davacı kayıtlarında bulunmadığı, TKK’nun 614. maddesine (6102 sayılı kanun 702 Madde) göre avalist kambiyo senedindeki imzasından borçludan bağımsız olarak sorumlu ise de, bir temsilcinin temsil sıfatından istifade ile kendi borcu için temsil ettiği kimseyi kefalet altına sokmasının, temsilcinin kendi kendisiyle sözleşme yapması ile eş değerli bir hukuki işlem olması itibariyle, aval işleminin senet üzerinde gerçekleştiğine göre, avalist ile borçlu arasında bağlantı olduğu durumlarda temsil yetkisinin azalmasına yönelik savunmanın senet lehdarına karşı da ileri sürülebileceği, böyle bir durumda alacaklının gerçek bir alacağının bulunması gerektiği, davalı F.. U..’un 520.000 TL gibi yüksek bir miktarda bir paranın diğer davalı F.. A..’a elden teslim edildiğine ilişkin beyanı karşısında davalının gerçek bir alacağının olup olmadığının davacı şirket yönünden soyut kaldığı, ispata muhtaç olduğu, davalı bono borçlusu ile avalist davacı şirket arasında organik bir bağın mevcut olması nedeniyle artık avalistin imzasının sorumluluk anlamında geçerliliğinden söz edilemeyeceği, davalının yemin teklif etmediği gerekçeleriyle davanın kabulü ile davacının takip dosyasından borçlu olmadığının tespiti ile davacı yönünden takibin iptaline, kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı F.. U.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Takip ve dava konusu bononun, keşidecisi davalı F.. A.., aval vereni davacı şirket, alacaklısı, bir başka deyişle lehdarının ise davalı F.. U.. olan 10.03.2008 tanzim tarihli, 06.08.2008 vadeli bedeli ”nakden” ahzolunmuş 520.000 YTL bedelli bono olduğu anlaşılmaktadır.
Dosya içeriğinden, bononun tanzim tarihinde davalı F.. A..’un, aval veren davacı şirketin yetkili temsilcisi olduğu hususu ihtilafsızdır. İhtilaf, anılan yetkili temsilcinin yetkisinin sona ermesinden sonra geriye dönük olarak eski tanzim tarihi atmak suretiyle bu bonoyu düzenleyip düzenlemediği, yetkili temsilcisi bulunduğu davacı şirketi sebepsiz yere borç altına sokma amacıyla düzenlenip düzenlenmediği noktasında toplanmaktadır.
Açıklanan bu uyuşmazlığın içeriği gözetildiğinden ispat külfeti davacı yandadır. Mahkemece bu yön gözetilmeden ispat külfetinde yanılgıya düşerek davaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı olduğu şekilde davanın kabulünde isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalılardan F.. U.. yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunana davalılardan F.. U.. yararına takdir olunan 1100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 24.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.