Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/7684 E. 2013/11280 K. 17.06.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7684
KARAR NO : 2013/11280
KARAR TARİHİ : 17.06.2013

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili; müvekkilinin davalıdan 27.10.2009 tarihinde satın aldığı aracın bir süre sonra arızalanması üzerine yetkili servise 3 kez başvurduğunu, yetkili servisin her defasında arızanın giderildiğini söyleyerek aracı teslim etmesine rağmen arızanın tekrarladığını, daha sonra aracın motorunun arızalandığını, mahkeme vasıtasıyla yapılan tespit ile araçtaki arızanın üretim hatasından kaynaklandığının ve araçta gizli ayıp olduğunun anlaşıldığını, ayrıca yetkili servisin müvekkilini oyalamak suretiyle zamanaşımı süresinin geçmesine neden olduğunu, davalının tamir, bedel iadesi veya değişim taleplerini kabul etmediğini belirterek araç bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının yasal sürede yaptığı bir ayıp ihbarı olmadığını, ayrıca davacı alacağının zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre; davacının ayıp ihbar süresine uymadığı, dava konusu aracın davacıya 27.10.2009 tarihinde teslim edildiği, davacının araçtaki arızayı ilk olarak 12.04.2010 tarihinde öğrendiği, her iki tarih dikkate alındığında da davanın BK ‘nın 231.maddesi uyarınca 2 yıllık zamanaşımı süresinden ve ayrıca 2 yıllık garanti süresinden sonra açıldığı gerekçesiyle davanın zamanaşımı yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Ticari satımlarda alıcının 6762 sayılı TTK’nın 25/3 maddesi uyarınca açık ayıplarda 2 gün, gizli ayıplarda 8 gün içinde ayıp ihbarında bulunması, ayıba dayanan davayı aynı kanunun 25/4 maddesi uyarınca 6 ay içinde açması gerekir. 818 sayılı BK’nın 207/son maddesine göre satıcı alıcıyı iğfal etmiş ise adi satımlarda 1 yıllık, ticari satımlarda 6 aylık zamanaşımı süresinden istifade edemez. Davacı-alıcı davasını açarken iğfal edildiğini ileri sürmemişse de cevaba cevap dilekçesinde davalının müvekkilini oyaladığını, basit tamir ile giderilebilecek bir arıza olduğunu söyleyerek kötüniyetli davrandığını ileri sürmüştür. 6100 sayılı HMK’nın 141/1 maddesine göre yazılı yargılama usulünde taraflar dilekçeler safhasında iddia ve savunmalarını serbestçe değiştirebilirler veya genişletebilirler. Davacı vekili cevaba cevap dilekçesi ile davalının davranışından dolayı süresinde dava açamadığını ileri sürdüğüne göre davacının bu iddiası üzerinde durulup toplanan deliller değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken 6098 sayılı TBK’nın 231.maddesinde öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresi içinde dava açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 17.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.