Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/7508 E. 2013/11342 K. 18.06.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7508
KARAR NO : 2013/11342
KARAR TARİHİ : 18.06.2013

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalı … tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı, davalılardan …’ ün, senet alacaklısı olan diğer davalı …’ dan ciroyla aldığı senetten dolayı kendisi aleyhine Lüleburgaz 2. İcra Müdürlüğü’ nün 2006/2399 sayılı takip dosyasından icra takibi yaptığını, oysa bahse konu senetten dolayı borcunun olmadığını, oto komisyonculuğu yaptığı sırada davalılardan …’ nın kendisinden araç aldığını, ancak araç maliki şehir dışında olduğundan teminat amacıyla 2.500-TL bedelli senet istemesi üzerine takibe konu senedi bu davalıya verdiğini, devir işlemleri tamamlandıktan sonra senedi geri istemesine rağmen davalı …’ ın senedi kendisine vermediğini ve oyaladığını, davalı …’a karşı daha önce menfi tespit davası açtığını, ancak bu şahsın senet almadığına dair mahkemede yemin etmesi sebebiyle davanın reddedildiğini, icra müdürlüğü tarafından kendisine ödeme emri gönderilince takibe konu senedin bu senet olduğunu anladığını, senedi imzalarken alıcı hanesi ve tarihini açık bırakmış olduğunu, senette malen kaydı bulunmaktaysa da senet alacaklısı görünen davalı …’ ten herhangi bir mal almadığını, davalılar …’ ı tanımadığını, senet alacaklısına karşı ileri süreceği def’ileri davalı …’ a karşı da ileri sürebileceğini, zira bu şahsın kötüniyetle ve kendisini zarara sokma amacıyla senedi ciro ettiğini belirterek, karşılıksız kalan senedin iptaline ve borçlu olmadığının tespitine ve %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, davacı aleyhine yapmış oldukları takibin kesinleştiğini, senedin teminat senedi olduğunu davacının yazılı delille ispatlaması gerektiğini, müvekkilinin senedi ciro yoluyla devralan 3. kişi konumunda olup, ciro silsilesindekiler arasındaki alışverişin mahiyetini bilmesinin mümkün olmadığını, davacının senet alacaklısına karşı ileri sürebileceği def’ileri müvekkiline karşı ileri süremeyeceğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, ilk duruşmadaki beyanında, müvekkilinin senetle ilgisi olmadığını, husumet yöneltilemeyeceğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
Davalı …, aşamalardaki beyanında, söz konusu senedi araç alışverişi nedeni ile komisyon karşılığı aldığını, komisyon sözleşmesi yapıldığını, ancak sözleşme örneğinin kendisinde olmadığını, senedi davacının ödeyeceğini söylediğini, ancak ödemeyince halı alarak senedi halıcıya verdiğini söylemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, her ne kadar davalı … aleyhine dava açılmışsa da, yargılama sırasında davacının sözkonusu senetle … arasında irtibat olduğuna dair herhangi bir iddiada bulunmadığı, davalılardan …’ ın sözkonusu senedi senette alacaklı olarak gözüken diğer davalı …’ dan ciroyla alarak yasal hamil durumunda olduğu ve bu haliyle iyiniyetli 3. şahıs konumunda bulunduğu, kötüniyetli hareket ettiğine dair davacı tarafından dosyaya herhangi bir delil sunulamadığı, davalı … açısından ise, senet metninde malen kaydı bulunmasına rağmen davacının senedin teminat senedi olduğu yönündeki beyanının senedi talil niteliğinde bulunmakla birlikte, davalı …’ in de aşamalardaki beyanlarında senedin komisyon alacağından dolayı düzenlendiği yönündeki beyanıyla senedin düzenleniş sebebini talil ettiği, bu nedenle davalı …’ in senede dayanak teşkil eden komisyon alacağını ispatlaması gerekirken bu yönde dosyaya herhangi bir delil sunmadığı, henüz borcun icra dosyasında ödenmemiş olduğu belirtilerek, davalılar … ve … aleyhine açılan davanın reddine, davalı … aleyhine açılan davanın kabulü ile, davaya konu 22/06/2005 tanzim tarihli 2.500-TL bedelli bono nedeni ile davacının davalı …’ ya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalı …’ nın temyizi yönünden, dava konusu senette “malen kaydı” bulunduğu halde, davacı senedin teminat amacıyla düzenlendiğini, davalı … ise araç alım satımına ilişkin komisyon alacağından dolayı düzenlendiğini belirtmiştir. Görüldüğü gibi, somut olayda her iki taraf da senedin mal karşılığı düzenlenmediği hususunda birleşmişlerdir. Başka bir deyişle olayda çift taraflı talil sözkonusudur. Çift taraflı talilde ispat külfeti yer değiştirmez. Bu durumda mahkemece ispat külfetinin, senedin teminat senedi olduğunu iddia eden davacıda olduğu gözetilerek davacıya bu konudaki delillerini sunma olanağı tanınıp deliller eksiksiz olarak toplandıktan sonra hep birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, ispat külfetinin tayininde yanılgıya düşülerek ve eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte belirtilen sebeplerle hükmün temyiz eden davalı … lehine BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı …’ nın öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 18.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.