Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/7502 E. 2014/4835 K. 13.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7502
KARAR NO : 2014/4835
KARAR TARİHİ : 13.03.2014

MAHKEMESİ : Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/02/2013
NUMARASI : 2011/680-2013/199

Taraflar arasındaki birleşen menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı Ş.. I.. vekilince duruşmalı ve diğer davalı P.. İnş. Şti. vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. M.. A.. ile davalılardan Ş.. I.. vek. Av. H.. O.. gelmiş diğer davalı tarafından kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı T.. M.. vekili, asıl davada, davalı P.. Ltd. Şti.’nin müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını, takibin dayanağının olmadığını belirterek müvekkilinin takip dosyası nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı P.. Ltd. Şti. vekili, davacı hakkında 06.08.2010 tarihinde bonoya dayalı takip başlatıldığını, müvekkilinin icra dosyasını 22.12.2010’da temlik aldığını, takibin kesinleştiğini, davacının 08.10.2011 tarihli protokol uyarınca davaya konu icra dosyası borcunu kabul ettiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Davacı T.. M.. vekili, birleşen davada, davalılar P.. Ltd. Şti. ile Ş.. I..’ın müvekkili hakkında icra takibi yaptıklarını, müvekkilinin davalılara böyle bir borcu olmadığını belirterek müvekkilinin davalılara borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı P.. Ltd. Şti. vekili, birleşen davaya verdiği cevap dilekçesinde, asıl davada yaptığı savunmalarına benzer beyanlarda bulunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı Ş.. I.. vekili, birleşen davaya verdiği cevap dilekçesinde, kısmi dava açılamayacağını, davacının 08.10.2011 tarihli protokolle borcu kabul ettiğini, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere göre, davacının asıl ve birleşen davalara temel alınan Bakırköy 2. İcra Müdürlüğünün 2010/6221 esas sayılı takip dosyasına konu borcunu, 08.10.2011 tarihli protokolde belirtilen çek ve bono ile ödediği gerekçesiyle asıl ve birleşen dava dosyaları yönünden davanın kabulüne, davacının takibe konu 155.000 TL bedelli bono nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine, davalıların %40 oranında kötüniyet tazminatıyla sorumluluklarına karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen davanın davalılarının vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
Birleşen davanın davalısı Ş.. I.. tarafından asıl ve birleşen dosyanın davacısı T.. M.. aleyhine Büyükçekmece 2. İcra Müdürlüğünün 2010/6221 esas sayılı takip dosyası ile toplam 258.229,97 TL’nin tahsili için takip yapıldığı, bu takip devam ederken davalı alacaklı Ş.. I..’ın takip dosyasındaki alacağının tamamını asıl davanın davalısı P.. Ltd. Şti.’ne temlik ettiği, temlikin icra dosyasına 04.01.2011’de ibraz edildiği, damga vergisinin ise 05.01.2011’de yatırılmış olduğu, anılan bu temlik işleminden sonra temlik alan davalı P.. Ltd. Şti. ile davacı T.. M.. arasında 08.10.2011’de protokol düzenlendiği, davacının bu protokolle dava konusu takipteki borçla Büyükçekmece 2. İcra Müdürlüğünün 2010/3264 esas sayılı dosya borcunu kabul ettiği, karşılığında 216,000 TL’lik çekle 254,000 TL’lik bonoyu davalı P.. Ltd. Şti. temsilcisine verdiği, keza temlikten ve temliğin icra dairesine ibrazından sonra davacı tarafından 05.08.2011’de temlik alan P.. Ltd. Şti. aleyhine, 26.12.2011’de de temlik eden Ş.. I.. ile temlik alan P.. Ltd. Şti. aleyhine asıl ve birleşen menfi tespit davalarının açılmış bulunduğu dosya içeriği ile sabittir.
Yukarıda yapılan bu açıklamalar gözetildiğinde;
1)Birleşen davaların, bağımsızlıklarını koruduğu, asıl ve birleşen davalar hakkında ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
2)Temlikten haberdar olup temlik alan aleyhine 05.08.2011’de menfi tespit davası açan davacının bu davanın açılmasından sonra temlik eden aleyhine birleşen Büyükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/1059 esas sayılı davayı açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığının üzerinde durulmamasının doğru olmadığı gibi asıl davada aleyhine dava açılan davalı P.. Ltd. Şti. aleyhine aynı konuda birleşen davanın açılmasının usule uygun olup olmadığının üzerinde durulmaması da isabetsizdir.
3)Davacı ile davalılardan temlik alan P.. Ltd. Şti. arasında 08.10.2011 tarihli protokolün düzenlenip davacının borcu kabul ederek 216,000 TL’lik çek ile 254,000 TL’lik bonoyu davalı P.. Ltd. Şti. temsilcisine vermesi karşısında davacının borcu kabul beyanı gözetilerek borcun ödenip ödenmediği konusu üzerinde yeterince durulup, anılan çek ve bononun ödenmiş ise protokolün ilgili hükümleri gereğince alacağı temlik alan yüklendiği edimleri yerine getirip getirmediği hususunda da bir karar verilmelidir. Kaldı ki; söz konusu bononun, davalı P.. Ltd. Şti.’nce ciro edilip davadışı S.. A.. tarafından takip konusu yapılmasına ve bono bedelinin ödendiğine dair takip dosyasında bir bulguya rastlanmamasına rağmen yine dosya içeriğinden satılan menkullerin bedellerinin borcu karşılayıp karşılamadığı üzerinde durulmadan ve maddi dayanakları gösterilmeden borcun ödendiği şeklindeki kabule yazılı şekilde hüküm kurulması da isabetsizdir.
SONUÇ:Yukarıda (1), (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı Ş.. I.. yararına takdir edilen 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp anılan davalıya verilmesine, peşin harçların istek halinde iadesine, 13.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.