Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/7358 E. 2013/11918 K. 26.06.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7358
KARAR NO : 2013/11918
KARAR TARİHİ : 26.06.2013

Taraflar arasındaki menfi tespit istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –
Davacı vekili; müvekkiliyle davalılardan Naim ve S.. E.. arasında imzalanan gayriresmi sözleşme kapsamında bir adet bağımsız bölüm ile bu yere ait çatı katının satımı konusunda anlaşmaya varıldığını, kat maliki S.. E..’in daireye ait resmi devri gerçekleştirmiş ise de çatı katıyla ilgili kat maliklerinin oluru alınması gerektiği bildirildiğinden bu işlemlerin teminatı amacıyla sadece miktar kısmı yazılmış 20.200,00 USD tutarlı bir adet bononun müvekkilince teminat amacıyla keşide olunarak davalılara verildiğini, sonrasında gerekli işlemlerin yapılmaması üzerine çatı katının devri imkansız hale gelip bono bedelsiz kalmasına rağmen müvekkiline iade edilmeyerek davalılardan N.. E.. ve diğer davalı U.. B..’nin birlikte hareket etmek suretiyle bononun lehdar kısmına N.. E..’in adı yazılıp davalı U.. B..’ye ciro edildiğini ve neticeden hamil bulunan U.. B.. tarafından müvekkili aleyhine takibe konu edildiğini belirterek, takibe konu bonodan dolayı müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitiyle, %40 oranında tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan U.. B.. vekili; müvekkilince davalılardan N.. E..’e satılan inşaat malzemelerine karşılık bononun ciro yoluyla alındığını ve müvekkilinin iyi niyetli hamil bulunduğunu bildirerek, davanın reddini savunmuş ve %40 oranında tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir.
Diğer davalılar vekili, daire satım sözleşmesinin davaya konu senetle, bir ilgisi bulunmadığı gibi müvekkillerinden S.. E..’in de bonoda katılım olmadığını, davacıya verdiği borç para karşılığında müvekkili N.. E..’in senedi davacıdan aldığını ve satın aldığı malzemelere karşılık diğer davalı U.. B..’ye ciro ettiğini bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davacı ile davalılardan Naim ve S.. E.. arasında akdolunan daire satış sözleşmesi kapsamında davaya konu senedin düzenlendiğinin saptandığı, davalılardan N.. E..’in takibe konu senedin başka bir borç ilişkisi için düzenlendiğini kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının davaya konu bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
Takip ve dava konusu olan belge 31.10.2009 düzenleme, 30.05.2010 vade tarihli, 20.200,00 USD bedelli, keşidecisi davacı, lehdarı davalılardan N.. E.., hamili ise davalı U.. B.. veriliş nedeni nakden kaydı yazılı olan bir bonodur.
Açıklanan bono metninden de anlaşıldığı üzere davalılardan S.. E.. bonoda ve takip de taraf sıfatına sahip değildir. Mahkemece bu yönün gözetilmemesi doğru olmadığı gibi, davalı lehdar N.. E.. bu bononun davacıya verilen borç para karşılığında alındığını savunmuştur. Davacı ise gayrimenkul satışıyla bağlantılı olarak çatı katı kullanım hakkı için teminat amacıyla verildiğini iddia edip tarihsiz sözleşmeyi delil olarak sunmuştur.
Anılan sözleşmede bir senetten bahsedilmekte ise de, bu senedin davaya konu bono olduğuna dair bir kayıt bulunmamaktadır. Hal böyle olunca davacının iddiasını usulüne uygun delillerle kanıtlayamadığı gözetilerek davalılardan Naim hakkında davanın kabulünde isabet görülmemiştir. Ayrıca davalılardan U.. B.. senedi ciro yoluyla alan hamil olup TTK 599. maddesi uyarınca bu davalının senedin teminat senedi olduğunu veya bedelsiz bulunduğunu bilerek davacı aleyhine kötüniyetle iktisap ettiği de kanıtlanamamıştır. Bu yön gözetilmeden anılan davalı hakkındaki davanın kabulü de hatalı olmuştur.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 26.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.