YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7344
KARAR NO : 2014/4724
KARAR TARİHİ : 12.03.2014
MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 25/12/2012
NUMARASI : 2011/222-2012/644
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı A.. T.. vekilince duruşmalı ve diğer davalı D.. K.. vekilince de duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av.P.. Ö.. ile davalılardan A.. T.. vek.Av.N.. B..gelmiş, diğer davalı D.. K.. tarafından kimse gelmemiş olduğundan, onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, müvekkilinin davalı-borçlular ile birlikte dava dışı Hikmet Kara’nın asıl borçlusu olduğu genel kredi sözleşmesine müşterek borçlu-müteselsil kefil olduklarını, asıl borçlu tarafından kredi borcunun tamamının bankaya müvekkili kefil tarafından ödenmesi üzerine müvekkilinin rücuen diğer borçlu-davalı kefillere karşı alacağını tahsil etmek için yapmış olduğu ilamsız icra takibine davalı-kefillerce itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı A.. T.. vekili, müvekkilinin asıl borçlu H.. K..’nın kızı D.. K..’ın kredi sözleşmesine kefil olmasının yanı sıra kredi sözleşmesi nedeniyle dükkanı üzerinde banka lehine ipotek tesis etmiş olması nedeniyle müvekkilinin de kefil olarak kredi sözleşmesini imzaladığını, ipotekli gayrimenkulün paraya çevrilerek borcun kapatılması gerektiğinin kredi kullanılan bankanın keşide ettiği ihtarnameye cevaben bildirildiğini, davacının asıl borçluya dava açmamış olmasının hukuka aykırı olduğunu, kefil olunan borç miktarı 20.000 TL. İken ve ipotekli taşınmazın sattırılarak borcun ödenmesi mümkün iken 50.000 TL. Değerinde iş bu rücuen alacak davasının açılmasının mümkün olmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Davalı D.. K.. vekili, müvekkilinin kredi sözleşmesini kefil olarak imzaladığını, dava konusu miktarın tamamının davacı tarafından ödenmediğini, kredi artırım sözleşmesinde müvekkilinin kefil olarak imzasının bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılamaya ve toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının kefil sıfatıyla toplam 37.653,68 TL.’yi ödediğinin tespit edildiği gerekçesiyle 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 488. maddesine göre bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne, davalının icra takip dosyasında yapmış olduğu itirazın, 37.653,68 TL. asıl alacağa yönelik iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, alacak likit olmadığı için inkar tazminatı talebinin ve fazla talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, davacı kefilin ödemiş olduğu kredi borcunun davalı kefillerden rücuen tahsili istemi ile başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali istemine ilişkindir. Dava dışı, kredi asıl borçlusu Hikmet Kara’nın temlik eden dava dışı İş Bankası’ndan genel kredi sözleşmesine dayalı olarak kredi kullandığı, anılan krediye davacı ve davalıların müşterek ve müteselsil kefil oldukları, davacı kefilin bu kefaletinden dolayı dava dışı anılan bankaya toplam 37.653,68 TL. ödediği, bu ödemeden sonra davalı diğer kefillere 11.04.2011 tarihinde ilamsız icra takibi başlattığı, itiraz üzerine bu davanın açıldığı, bu kredinin teminatı olarak davalı D.. K.. tarafından taşınmazın ipotek edildiği dosya kapsamı ile sabittir.
818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 488. maddesinin ikinci cümlesinde, asıl borçlu ile birlikte teselsül halinde, kefiller arasında da teselsül kabul edilmiştir. Maddede bu husus, “kefiller, gerek asıl borçlu ile beraber gerek kendi beyinlerinde (aralarında) müteselsil olmaklığı iltizam etmişlerse her biri borcun tamamından mesul olup ancak, diğerlerinin hissesi için onlara rücu hakkını haizdirler.” şeklinde ifade olunmuştur. Burada kanuni teselsülün varlığı söz konusu olup, bu hüküm de, aynı Kanun’un 146. maddesinde düzenlenen, müteselsil borçlular arasındaki rücu ilişkisinin özel bir uygulama yerinden ibarettir. O halde Borçlar Kanunu’nun 488. maddesi gereğince kendi payından fazla ödeme yapan kefilin, diğer birlikte kefile, halefiyet yolu ile rücu hakkı bulunmaktadır.
Somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava dışı banka tarafından dava dışı asıl borçluya ne kadar kredi kullandırıldığı tespit edilmiş değildir. Kaldı ki dava konusu olayda da gerek dava dışı asıl borçlu ve gerekse işbu davanın tarafları olan kefiller, İş Bankası’ndan alınan kredi nedeniyle müşterek borçlu ve müteselsil kefil durumunda olduklarından, davacının hissesinden fazla ödediği ve davalıların hissesine isabet eden borç miktarı kadar davalılara rücu hakkı mevcut olup, mahkemece davalıların hissesine isabet eden borç miktarı üzerinden sorumlu tutulmaları gerekirken, yukarıda belirtilen yasa hükmü gözardı edilerek, davacı kefilin kendi hissesine düşen miktar mahsup edilmeksizin İş Bankasına yapılan ödeme miktarının tamamının davalılardan tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Diğer taraftan, davalı- kefil D.. K.. tarafından kredinin teminatı olarak verilen gayrimenkulün 05.02.2008 tarihinde anılan davalı tarafından 46.000 TL. Bedel karşılığında davacının eşi S..Y..’a ipotekli olarak sattığına dair resmi senet örneği ve tapu kaydı dosyaya ibraz edilmiş olup, satım bedeli kadar diğer kefillerin durumlarının ağırlaştırılmış olup olmadığı konusunda yeterince durulup tartışılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalılar yararına takdir edilen 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine, peşin harçların istek halinde iadesine, 12.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.