YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7152
KARAR NO : 2014/4656
KARAR TARİHİ : 11.03.2014
MAHKEMESİ : İstanbul 31. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 24/12/2012
NUMARASI : 2011/245-2012/282
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı ve davalı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. D.. İ.. ile davalı vek. Av. C..G..’in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçelerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, 2002/2 sayılı Dikey Anlaşmalara ilişkin Grup Muafiyeti Tebliği ve Rekabet Kurumunun 12.03.2009 tarihli duyurusu dorğultusunda taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 18.09.2010 tarihinde sona erdiğini ve yenilenmediğini, davalının asgari almı yükümlülüğünü ihlal etmesinden dolayı 1.000 USD, sözleşmeyi ihlal etmesinden kaynaklanan cezai şart alacağı için 1.000 USD’nin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla tahsilini talep etmiş, ayrıca Rekabet Kurumu’nun düzenlemeleri nedeniyle kira sözleşmesinin de süresinden önce sona erdiğini 18.09.2010 tarihi ile 01.12.2012 tarihleri arasındaki kira bedelinin ödenmesine rağmen mecurdan yararlanılamadığını belirterek sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre 505.430 TL’nin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, sözleşmenin sona ermesine rağmen davacının teminatları iade etmediğini, istasyon üzerindeki teminat ipoteğini kaldırmadığını, bu sebeple açılan ve halen derdest olan Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/1119 sayılı dosyanın bu dosya ile birleştirilmesi gerektiğini, davacının talep hakkının zamanaşımına uğradığını, sözleşmenin 18.09.2010 tarihinde sona ereceğinin 12.03.2009 tarihinde davacı tarafından bilinmesi nedeniyle 27.01.2011’de açılan davanın zamanaşımına uğradığını, iyiniyetli olan müvekkilinin kira parasını istasyon için harcamasından dolayı para olarak elinde bir şey bulunmadığını, dolayısıyla iade borcu altında olmadığını, cezai şart talebinin sözleşmede öngörülen koşullarının gerçekleşmediğini, asgari alım taahhüdünü yerine getirdiğini, 10 yıl boyunca hiçbir ihtirazı kayıt ileri sürmeyen davacının sözleşmenin sona ermesinden sonra böyle iddialarda bulunmasının MK’nun 2. maddesine aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davalının hiçbir yılda asgari alım taahhüdüne uymadığı, buna rağmen davacının ihtirazı kayıt ileri sürmeden yeni dönemlerde satışa ve ödemeleri kabule devam ettiği böylece, BK’nun 158/2. (TBK. Md. 179/2.) maddesi gereğince davacının bu nedenle cezai şart talebinden feragat ettiğinin kabulü gerektiği, cezai şart talebini sözleşme süresince ileri sürmeyip, sözleşme sonunda talep etmesinin MK’nun 2. maddesine aykırı olduğu, aynı nedenle sözleşmenin ihlalinden kaynaklanan cezai şart isteminde de bulunulamayacağı, sözleşmenin sona erdiği tarihten (18.09.2010) itibaren 1 yıl içinde dava açılmış olduğundan sebepsiz zenginleşme davasının zamanaşımına uğramadığı, ancak davalının davacının ödediği kira bedeli bakımından 18.09.2010 tarihinden sonrası için sebepsiz zenginleşmediği, zira taraflar arsındaki sözleşmenin 12 yıllık kira süresinden önce ve yasal zorunluluk nedeniyle sona erdiği, bu durumda davalının kötüniyetli olmadığı illiyet bağının gerçekleşmediği, davacı tarafından davalının kötüniyetli zenginleştiğine dair dosyaya herhangi bir delil ibraz edilemediği, bu nedenle davalının iade borcunun davalının elinde kalan miktar oranında olacağı, davalı şirket bakiyesinin 124.967 TL alacaklı göründüğü, dolayısıyla sebepsiz zenginleşmenin olmadığı, gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacı taraf, diğer taleplerin yanı sıra bayilik ilişkisinin sözleşme süresince devam edeceği düşüncesiyle imzalanan 7.12.2000 tarihli kira sözleşmesi uyarınca peşin olarak davalıya ödemiş olduğu kira bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre kısmen iadesini talep etmektedir. Taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin süresi Rekabet Kurulu kararıyla kısaltılmış ve bu süre sonunda davalı tarafından davacıya gönderilen ihtarla sözleşmenin yenilenmeyeceği bildirilmiştir. Bu durumda sözleşmenin öngörülenden daha önce sona ermesinden dolayı davacının ödemiş olduğu kira bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade edilmemesi davalı tarafın sebepsiz zenginleşmesine neden olur. Hal böyle olunca mahkemece iadenin kapsamının sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tayin edilip davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçelerle bu istemin reddedilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda 1 no’lu bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bentte gösterilen sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.