Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/6848 E. 2014/4247 K. 04.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6848
KARAR NO : 2014/4247
KARAR TARİHİ : 04.03.2014

MAHKEMESİ : Afyonkarahisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/03/2013
NUMARASI : 2012/441-2013/142

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. O.. B.. ve davalı vek. Av. İ.. T..’ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR-

Davacı vekili, davalı H.. T..’in müvekkili şirketten 2005 yılında bir adet araç aldığını almış olduğu bu aracın motor numarasının fabrikada sehven yanlış yazılmış olması nedeniyle bir kısım sorunlar yaşadığını belirterek Afyonkarahisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/13 Esas sayılı dosyası ile tazminat davası açtığını ve aracın misli ile değiştirilmesi talebinde bulunduğunu, yapılan yargılama sonunda mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verildiğini aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine ve 3.107.00 TL tazminata hükmedildiğini mahkeme kararındaki tazminat ve feri alacakların davalı yanca icra takibine konulduğunu ve Afyonkarahisar 1. İcra Müdürlüğü’nün 2011/2342 Esas sayılı dosyası ile tahsil edildiğini, aracın misli ile değiştirilmesi talebinin icraya konulmadığını bu mahkeme kararının diğer davalı tarafça temyiz edildiğini ancak müvekkili şirketteki çalışanların savsaklaması nedeniyle temyizini süresinde yapamadığını ve temyiz taleplerinin süre yönünden reddedildiğini ancak bu kararın diğer davalı T.. A.Ş. vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2011/12682 Esas ve 2012/6678 Karar sayılı kararı ile hukuki ayıplı olmadığı gerekçesiyle bozulduğunu müvekkilinin temyizinin ise reddine karar verildiğini davalı vekilinin iş bu kararın müvekkili hakkında kesinleştiğini bildirerek Afyonkarahisar 1. İcra Müdürlüğü’nün 2012/3495 Esas sayılı dosyası ile ilamlı icra takibine koyarak aracın misli ile değiştirilmesi talebinde bulunduğunu davalı yanın bu talebinin Yargıtay bozma kararı karşısında haksız olduğunu sadece temyiz isteminin kaçırılmış olmasının davalının sebepsiz zenginleşmesine neden olacağını, aynı ihtilafa ilişkin birbirine zıt sonuçlar çıkacağını, misli ile değiştirilmesine karar verilen aracın artık üretilmediğini ileri sürerek, müvekkilinin ilgili icra dosyasından dolayı davalıya borçlu olmadığının tespiti ile İİK 72. maddesi gereği davalının tazminatla sorumlu tutulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, tazminata ilişkin verilen hükmün davacı bakımından kesinleştiğini, dava şartı olan kesin hüküm nedeni ile davanın reddi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece,toplanan deliller ve mahkemece 2007/13 Esas, 2011/35 Karar sayılı tazminat davasına ilişkin dava dosyası Afyonkarahisar 2. İcra Hukuk Mahkemesinin şikayet üzerine alınan araç değerine ilişkin kararı karşısında davacının menfi tespit davasının reddine, takipte icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesi için verilen kararın infaz edildiği anlaşıldığından İİK’nun 72/3-4 maddeleri gereğince takibe konu 61.740 TL’nin takdiren %20’si olan 12.348 TL tazminatın davacıdan tahsiline karar verilmiş hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, müvekkili aleyhine davalı tarafından başlatılan Afyonkarahisar 1. İcra Müdürlüğü’nün 2012/3495 Esas sayılı icra takibinin dayanağı olan Afyonkarahisar 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2007/13 E.-2011/35 -K. sayılı ilamının usul ve yasaya aykırı olduğunu anılan kararda müvekkilince satılan aracın ayıplı olduğu zikredildiği halde birlikte davalı olarak gösterdiği T.. A.Ş. hakkındaki davanın ise, aracın ayıpsız olduğundan bahisle reddedildiğini ve bu şekilde kararın kendi içinde çeliştiğini, bu kararı süresi içinde temyiz edemediğinden aleyhine kesinleştiğini belirterek, hakkındaki takibin iptalini istemiştir.
Yukarıda davacı yanca açıklandığı üzere davacı aleyhindeki icra takibi kesinleşmiş ilama dayalı olup, kesinleşen ilama karşı menfi tespit davası açılamaz. Bu durumdaki davacının ilamlı icra takibine karşı menfi tespit davası açmasında hukuki yararı bulunmadığı gözetilerek bu nedenle davanın dava şartı yokluğundan reddi gerekirken yazılı gerekçeyle esastan reddine karar verilmesinde isabet bulunmadığı gibi, bu gerekçe ile davanın reddi sonucunda İİK’nun 72. maddesindeki yazılı tazminata hükmolunabilmesi için gerekli şartların somut olayda gerçekleşmediği gözetilmeden tazminata hükmedilmesi de doğru değildir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.100.00.-TL. duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 04.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.