YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6707
KARAR NO : 2014/4266
KARAR TARİHİ : 04.03.2014
MAHKEMESİ : İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 20/12/2012
NUMARASI : 2009/903-2012/311
Taraflar arasındaki birleşen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. B.. S.. ile davalılar vek. Av. V.. U..’nın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Asıl ve birleşen dava, taraflar arasındaki 14.08.2007 tarihli satıcı genel sözleşmesi ve 12.03.2007 tarihli ifa taahhütnamesine aykırı olarak satışı yapılan araçların model ve fiyatlarının yanlış bildirilmesinden doğan zararın tazmini amacıyla başlatılan icra takiplerine vaki itirazın iptali istemlerine ilişkindir.
Davalılar vekilleri asıl ve birleşen dosyalarda her işlemden sonra araçlara ilişkin ruhsat ve belgeleri davacıya gönderdiklerini hangi kredi ve hangi araç için ne kadarlık fiyat farkı talep edildiğinin açık olmadığını belirterek ipotekli takibe vaki itirazın iptali istemlerinin reddini savunmuştur.
Mahkemece, kullandırılan kredi işlemlerinden sonra araçlara ilişkin belgelerin ve ruhsatların davacıya gönderilmesine rağmen sözleşmenin 2. maddesine göre kredinin iptali yoluna gitmek yerine yapılan işlemleri kabullendiği, kredi kullandırma tarihleri ile takip tarihleri arasında uzun zaman geçtiği, tüketici müşterilerin kredilendirme işlemini davacının yaptığı her bir ürün alıcısı için davacının ayrı bir hesap açtığı, bu işlemlerin taraflar arasında hesap ilişkisi olduğu anlamına gelmeyeceği, davalı şirketin kredi işlemlerine sadece aracılık ettiği, 42 adet ürünün 5’inin kapatıldığı, davacının 8 adet kredinin kapatılmış olmasını beyan etmesi üzerine teminatsız kalan kredi tutarının 34 araç için 371,154 TL olduğu, 29 adet kredinin yasal takipte olduğu, 5 adet kedinin takibe konulmadığını, davalının sözleşmeyi kusurlu olarak ihlal etmiş olmasına rağmen davacının somut olarak alacağını ispatlayamadığını, doğması muhtemel bir zarara istinaden ve varsayıma dayanarak dava açılamayacağı, zararın henüz kesinleşmediği gerekçeleriyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Medenî Kanunun 887 maddesi uyarınca, “İpotekli taşınmazın maliki borçtan şahsen sorumlu değilse, alacaklının ödeme isteminin ona karşı etkili olması, bu istemin hem borçluya, hem kendisine karşı yapılmış olmasına bağlıdır.” Asıl davaya konu takip İstanbul 10. İcra Müdürlüğünün 2009/2301 E, birleşen davaya konu takip ise 2009/2302 E. sayılı icra dosyasına ilişkin olup, her iki icra takibi de ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle yapılmıştır. Ne var ki 2009/2301 E.sayılı takip dosyasında borçlu-davalı M. İ.. Ö.. ile 2009/2302 E sayılı takip dosyasında borçlu-davalı M.. Ç.. borçtan şahsen sorumlu olmayıp, ipotek veren 3. kişi konumundadır. Her iki ipotekli takibin yapıldığı tarih 8.4.2009 olup, ipotek veren 3. kişilere gönderilen muacceliyet ihtarnamesinin tarihi ise 10.4.2009’dur. Muacceliyet ihtarnamesinin ipotekli takiplerden sonra gönderilmiş olması nedeniyle davacının henüz takip yapma hakkının bulunmadığı gözetilmeden dava şartı yokluğundan davanın reddi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına hükmedilen 1.100.TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 04.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.