Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/6221 E. 2014/3766 K. 26.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6221
KARAR NO : 2014/3766
KARAR TARİHİ : 26.02.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 31. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 03/10/2012
NUMARASI : 2011/20-2012/205

Taraflar arasındaki birleşen menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. Ş.. D.. gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili; taraflar arasında hayvan yemi satışı hususunda anlaşma bulunduğunu, müvekkilinin bu anlaşma doğrultusunda davalıya 7 adet çek verdiğini, çeklerden birinin ödendiğini, davalının ise yemlerin tamamını teslim etmediğini belirterek davalı elinde bedelsiz kalan çeklerin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, birleşen davada ise, bedelsiz olan 6 adet çekin davalı tarafından icra takibine konu edildiğini, davalının iyiniyetli hamil olmadığını belirterek takip konusu çekler nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili ,davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; çek bir ödeme vasıtası olup kural olarak mevcut bir borcun tasfiyesine yönelik olarak verildiğinin kabulü gerekeceği, davacının bu karinenin aksine olarak çekin avans olarak verildiğini usulüne uygun delillerle kanıtlaması gerektiği, davacının ek protokol ve eklenen belgelerin aslını ibraz edemediği, bu durumda davalının sorumlu tutulmasına hukuken olanak bulunmadığı, davalı davacının keşide ettiği çeklere karşılık sattığı mallara ait faturaları davalıya usulüne uygun şekilde tebliğ ettiğine dair yeni bir delil de ibraz edemediğinden asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, gerekçeli kararın 3. sayfasının 5. paragrafında; davalının taraflar arasındaki protokolün sonradan değiştirildiği ve ilaveler yapıldığını belirttiği ancak bu noktada her hangi bir imza itirazında bulunmadığından bu beyanın mahkemece değerlendirilmediği belirtilmiş, 4. sayfanın 3. paragrafında; davacının dava konusu çekin avans olduğunu usulüne uygun delillerle kanıtlaması gerektiği ifade edilmiş, sonraki paragrafta; davacının ek protokol ve eklenen belgelerin aslını sunamadığı, bu nedenle grafolojik inceleme yapılamadığı, bu durumda davalının sorumlu tutulmasına hukuken olanak bulunmadığı belirtildikten sonra gerekçenin son paragrafında ise; davalının davacının keşide ettiği çeklere karşılık sattığı mallara ait faturaları usulüne uygun şekilde tebliğ ettiğine dair yeni bir delil ibraz edemediğinden asıl ve birleşen davanın reddine karar verildiği belirtilmiştir.
Anayasa’nın 141.maddesinin üçüncü fıkrası, “bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır” buyurucu hükmünü içermektedir. HUMK.nun 388.maddesinde de; kararın kapsayacağı hususlar ayrıntılı biçimde belirtilmiş olup, bu maddenin 3.bendine göre, mahkeme kararında iki tarafın sav ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması red ve üstün tutma nedenleri, sabit görülen vakıalarda bunlardan çıkarılan sonuç ve hükmi sebep açıkça gösterilmesi zorunludur.
Mahkeme karar gerekçesi kendi içerisinde ispat külfetinin davacıya mı yoksa davalıya mı yüklendiği, protokolün davalıyı bağlayıp bağlamadığı hususunda çelişkili olup bu hal yukarıda değinilen Anayasa’nın 141/3 ve HUMK.nun 388/3. (HMK.nun 297.) maddeleri hükümlerine aykırılık teşkil ettiğinden anılan yasa hükmüne uygun şekilde karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir olunan 1.100 TL. duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 26.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.