Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/6002 E. 2014/3256 K. 20.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6002
KARAR NO : 2014/3256
KARAR TARİHİ : 20.02.2014

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki karşılıklı menfi tespit-tazminat-alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne kısmen reddine birleşen davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün davacı-davalı vekilince duruşmalı davalı-davacı vekilincede duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. … gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR-

Asıl davada davacı vekili, taraflar arasında 28/11/2007 tarihli ön sipariş sözleşmesi yapıldığını, sipariş edilen malların ilk teslim tarihinin 15/01/2008, son teslim tarihinin ise 30/01/2008 olarak kararlaştırıldığını, müvekkili tarafından sipariş konusu mallar için 30/06/2008 tarihli 30.000,00 TL bedelli çekin davalıya verildiğini, ancak sözleşme konusu malların süresi içinde teslim edilmediğini, teslim edilen bir kısım malların ise ayıplı olduğunu ve bunların 29/02/2008 günü davalıya iade edildiğini ve halen davalıda bulunduğunu, siparişlerin zamanında teslim edilmemesi nedeniyle müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek müvekkilinin 30/06/2008 tarihli 30.000,00 TL’lik çekin 17.281,92 TL’sinden borçlu olmadığının tespitine, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile uğranılan maddi zarara karşılık şimdilik 10.000,00 TL’sinin hüküm altına alınmasına, uğranılan 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Asıl davada davacı vekili 29/04/2010 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat talebini 250.000,00 TL artırarak 260.000,00 TL olarak ıslah etmiştir. Birleşen davada ise müvekkilinin borcu bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Asıl davada davalı vekili, taraflar arasında 28/11/2007 ve 26/01/2008 tarihli iki adet ön sipariş sözleşmesi imzalandığını, 28/11/2007 tarihli sözleşme yapıldıktan sonra davacının 24/12/2007 günü bazı ürünlerin renklerini değiştirdiğini, 17/01/2008 tarihinde tüm siparişlerin yeniden düzenlendiğine ilişkin müvekkiline fax gönderildiğini, müvekkilinin son teslim tarihinden önce 31/01/2008 günü siparişe konu malları teslim ettiğini, davacının sadece 28/11/2007 tarihli ön sipariş sözleşmesini esas alarak müvekkilinin edimini yerine getirmediği yolundaki iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacı tarafından 12.718,08 TL’si, 26/01/2008 tarihli sözleşmedeki ürünlerin bedeli olarak, 17.281,92 TL’si de 28/11/2007 tarihli sözleşmedeki ürünlerin kısmi bedeli olarak dava konusu 30.000,00 TL bedelli çekin keşide edildiğini, ürünlerin zamanında teslim edilmediği ve hiç teslim edilmediği iddialarının gerçeği yansıtmadığını bildirerek davanın reddini talep etmiştir. Birleşen davada ise, taraflar arasındaki 28/11/2007 tarihli sözleşme gereğince müvekkili tarafından teslim edilen 10.305,90 TL değerindeki malın 22/02/2008 tarihli fatura ile teslim edildiğini, malların büyük bir kısmının onay verilmeyerek iptal edildiğini, müvekkilinin elinde 30.069,01 TL değerinde kumaş kaldığını, bu iptallerden dolayı 38.280,05 TL zarara uğradıklarını bu bedelin şimdilik 10.000,00 TL’nin talep edildiğini belirterek 58.374,91 TL’nin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere benimsenen bilirkişi raporuna göre birleşen dosyanın 19/09/2012 tarihinde HMK md. 150 gereğince işlemden kaldırıldığı, asıl davada davacının ayıp iddialarının yerinde olduğu, ancak iade edilen ürünlerin tamamının ayıplı olarak kabul edilemeyeceği, davacının manevi zararını ise ispat edemediği gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulü ile davacının … Bankası … Şubesi’ne ait 6297212 hesap 645844 nolu 30/06/2008 tarihli 30.000,00 TL tutarındaki çekten dolayı, 17.281,92 TL borçlu olmadığının tespitine, 202.571,78 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, birleşen davanın ise açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm davacı- birleşen davalı vekili ile davalı- birleşen davacı vekili tarafından katılma yoluyla temyiz edilmiştir.
1- Davalı- birleşen davacı vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde hükme ilişkin itirazlarını da ileri sürmüş ise de, söz konusu dilekçe temyiz defterine kaydedilmemiş olduğu gibi, harcının da yatırılmadığı anlaşıldığından, davalı- birleşen davacı vekilinin temyiz isteminin bu nedenle reddi gerekmektedir.
2- Davacı- birleşen davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince, dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı- birleşen davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı- birleşen davacı vekilinin temyiz isteminin reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı- birleşen davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlerden alınmasına, 20.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.