Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/5969 E. 2013/11358 K. 18.06.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5969
KARAR NO : 2013/11358
KARAR TARİHİ : 18.06.2013

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılardan … vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili 20.11.2010 keşide tarihli 5000 TL’lik çeki, müvekkilinin davalılardan …’a olan borcu nedeniyle düzenlediğini, bu davalıya teslim etmeden önce çekin kaybolduğunu ve polise 11.11.2010 tarihinde bildirdiğini ileri sürerek, bu çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …, çekin arkasındaki imzanın kendine ait olmadığını ve alacağını alamadığını belirtmiş, daha sonraki celselerde davalı vekili, müvekkilinin davacı borçludan alacağını aldığını, davacının borcu olmadığını, davayı kabul ettiklerini, ama çekteki imzanın müvekkiline ait olmadığını bildirmiştir.
Davalılardan …, dava konusu çekin eline geçmediğini ve cirolamadığını, çekteki yazı ve imzanın kendisine ait olmadığını, dava dilekçesindeki …’un adresi farklı gösterilmiş olup, iş bu tebligatın isim benzerliği nedeniyle yapıldığı kanaatinde olduğunu, davacıdan ve diğer davalılardan alacağı bulunmadığını, öğretmen olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
Davalı … ise, davacıya borcu olmadığını, davacıya çek vermediğini, çeki cirolamadığını, çekteki imzanın davacı tarafça atıldığını, kendisine ait olmadığını beyanla, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı … vekili ise, bu çekin davalı …’la yapılan alışveriş sonrası … tarafından verildiğini, müvekkilinin de başka bir şirkete çeki ciroladığını, 22.11.2010 tarihinde bankaya ibrazda karşılığı çıkmaması üzerine çekin bedelini müvekkilinin ciro ettiği şirkete ödeyerek çeki teslim aldığını ve takibe giriştiğini, haciz sırasında davacının borcunu icra dosyasına yatırdığını, tedbir kararı gereği parayı alamadığını, müvekkilinin iyiniyetli hamil olduğunu bildirerek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece dosya kapsamı, imza inkarları nedeniyle ciro silsilesi durumu karşısında, davalı …’un iyiniyetinden söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın tüm davalılar yönünden kabulüne, davacı borçlunun icra takip dosyasından borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı … vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı tarafın iş bu davasında, davalılar …, …, … çekteki ciro imzalarının kendilerine ait olmadığını savunmuşlar, davalı takip alacaklısı … ise çekteki ciro imzasının kendisine ait olduğunu, bu çekin davalılardan … tarafından ciro yolu ile kendisine verildiğini ileri sürmüştür. Bu durumda mahkemece, …’ın çekte meşru hamil olup olmadığının tespiti bakımından, imzası inkar edilen tüm davalıların imzaları yönünden Adli Tıp Kurumu Başkanlığından veya konusunda uzman bilirkişi kurulundan imza incelemesi yapılması bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılarak Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp, varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bu yönde bir araştırma yapılmadan eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı … yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 18.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.