YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5462
KARAR NO : 2014/2928
KARAR TARİHİ : 13.02.2014
MAHKEMESİ : Konya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 15/11/2012
NUMARASI : 2011/120-2012/276
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. M.. K.. ve Kooperatif Başkanı M. K.. ve davalı vek. Av. S.. B.. ile Şirket yetkilisi A. T..’ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan kooperatif başkanı, davalı şirket yetkilisi ve avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine senetlere dayalı takip başlattığını, senetlerin bir kısmında tek imza olduğunu, çift imzalı olanların da aynı kişi tarafından imzalandığını, senetlerdeki imzaların eski yöneticilerin eli ürünü olmadığını belirterek müvekkilinin senetler nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, takibin ve senetlerin iptaliyle %40 oranında tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının müvekkili şirketten satın aldığı inşaat demiri karşılığında dava konusu senetleri verdiğini, davacının 23.07.2007 tarihinden 16.12.2008 tarihine kadar müvekkilinden demir satın aldığını, bu süreçte 50 civarında senet tanzim ederek müvekkiline verdiğini, davacı kooperatifin defter ve kayıtları incelendiğinde davacıya satılıp teslim edilen mallara ilişkin olarak müvekkilince düzenlenen faturaların kayıtlı olduğunun görüleceğini, taraflar arasındaki mal alım satımının tespiti için taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasını istediklerini, şayet bu konuda inceleme yapılmayacak ise davacı aleyhinde alacak davası açmak ve bu dava ile birleştirilmek üzere mehil talep ettiklerini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve Adli Tıp Kurumu raporuna göre, takibe konu (50) adet bonodaki hiçbir imzanın davacı kooperatifin keşide tarihinde yetkilileri olan İ. A..ve O. Ş..’in eli ürünü olmadığı, (43) adet bonodaki imzanın ise davacı kooperatifin o tarihteki yetkilisi M. G..’e ait olduğu tespit edilmiş ise de davacı kooperatifin 05.04.2007 tarihli genel kurulunca alınan karar gereğince kooperatif başkan ve üyelerinden herhangi ikisinin müştereken imzaları ile kooperatifin temsili kabul edilmesi sebebiyle tek imzanın davacı kooperatifi bağlamayacağı gerekçeleriyle davanın kabulüne, davacının takibe konu senetlerden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, takibin ve senetlerin davacı yönünden iptaline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı yanın takip konusu yaptığı bonolar nedeniyle borçlu olmadığının tespitini istemiş, davalı yan ise davacı kooperatifin inşaatına takip konusu bonolar karşılığında demir verildiğini savunmuştur.
Yapılan yargılamada alınan Adli Tıp Kurumu raporuyla takip konusu bonoların davacı kooperatifi temsile yetkili olan O. Ş.., İ. A.. ve M. G..r’den ikisinin imzasını taşımadığı açıklık kazanmıştır. Sözkonusu raporda 43 adet bonoda sadece M. G..’in imzasının olduğu, O. Ş.. ve İ.A..ı’nın imzasının olmadığı saptanmıştır.
Davalı vekili, yargılama sırasında, davacı kooperatife demirlerin teslim edildiğini, davacı kooperatif defterleri üzerinde inceleme yapılması gerektiğini, keza dava dışı M. G..’e davacı kooperatif yönetim kurulunca yetki verildiğini, tanık olarak dinlenen O.Ş..’in bonoların bir kısmında yetki verilen M. G..’in imzasının bulunduğunu beyan ettiğini belirterek 08.04.2007 tarihli belgeyi dosyaya sunmuştur.
Bu durumda mahkemece, davalı vekilinin talebi gözetilerek davacı kooperatif defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak takip ve dava konusu bonoların kayıtlarda yer alıp almadığı keza kooperatif genel kurulunca, yönetim kuruluna bir başka şahsı kooperatifi temsile yetkili kılma konusunda yetki verilip verilmediği, bu bağlamda yönetim kurulunun varsa bu yetkiye dayalı olarak M.G..’e bono düzenleme konusunda yetki verip vermediği, şayet adı geçene böyle bir yetki verilmiş ise M. G..’in imzasını taşıyan 43 adet bonoda Mu.G..in de imzasının olup olmadığı ve bu bonolardaki diğer imzaların M. G..e ait olduğunun anlaşılması halinde yetkili temsilci M. G..ile davadışı M. G..tarafından imzalanarak başka kişilere verilmiş ve ödenmiş bono bulunup bulunmadığı hususları üzerinde durularak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1.100 TL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin harcın iadesine, 13.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.