Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/4790 E. 2014/2026 K. 28.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4790
KARAR NO : 2014/2026
KARAR TARİHİ : 28.01.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 27. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 17/12/2012
NUMARASI : 2011/75-2012/313

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı ve davacı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı ortaklar R.A. A., H.T. K. ve vek. Av. Ş. Ş. ile davalı vek. Av. H.. Ö..’ün gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan davacı ortaklar, vekilleri ve davalı avukatının sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında imzalanan iki ayrı Bayilik sözleşmesi ile belirlenen tutarlarda davalının mal alımını taahhüt etmesine rağmen ekonomik krizi bahane ederek mal alımına ait taahhütlerini yerine getirmediğini, müvekkilinin ciddi oranda kâr kaybına uğradığını, sözleşmenin 15. maddesi gereği durumun düzeltilmesi için 15.09.2009 tarihli ihtarnameyi çektiğini, davalının 23.09.2009 tarihli ihtarname ile cevap verdiğini ileri sürerek, fazlaya ait hakları saklı kalmak üzere her üç ürün için 2007-2008-2009-2010 yılları yaz ve kış sezonları için toplam 100,000 TL tazminatın her bir sezon için sipariş tarihlerinden itibaren temerrüt faiziyle tahsilini talep etmiştir.
Yargılama sırasında 09.11.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile 2008-2009 yıllarına ait toplam 70.000 TL’lik talebini 3.024,480,94 TL artırarak, 3.094,480,94 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili, müvekkiline sözleşme ile minimum alımlarda revize etme hakkının olduğunu, satış performansının düştüğünü, ekonomik kriz sonucu üretici İtalyan şirketinin yönetiminin kayyıma devredilmiş olduğunu, malların zamanında teslim edilmediğini, koleksiyonun görsel ve ürün çeşitliliği açısından yetersiz kaldığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, dosya kapsamı, sözlemeler ihtarnameler ve tereddütlü hazırlanan bilirkişi raporu karşısında davalının asgari alım taahhüdünü gerçekleştiremediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 3.094,480,94 TL’nin 70.000 TL’nin dava tarihinden, 3.024,480,94 TL’nin 09.11.2012 ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline davacının 2007 ve 2010 yıllarına ilişkin 30.000 TL’lik alacak isteminin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1)Davacı taraf, davalı ile imzalanan 12.03.2007 tarihli Tek satıcılık sözleşmesi uyarınca davalının sözleşmede yazılı ve İtalya’da üretilen üç marka ürünün Türkiye’de yine sözleşmede belirtilen illerde satımı üstlendiği, sözleşmenin ayrılmaz parçası olan eklerde belirtilen malların minimum toplam siparişlerini almayı garanti etmiştir ve bu husus taraflarlar arasında çekişmesizdir.
Anılan sözleşme incelendiğinde, 15. maddede asgari alımın taahhüdüne uyulmaması halinde izlenecek yol gösterilmiştir. Buna göre, davacı tek satıcı olan davalının asgari alım taahhüdüne uymaması halinde ihtar çekme yükümlülüğü mevcuttur. Bu durumda; davada talep edilen 2008 ve 2009 yıllarına ait ürünlerin alımı için anılan sözleşmenin 15. maddesine göre ihtar çekilmesi gereklidir. Davacının bu ihtar yükümlülüğüne uymadığı gibi, asgari alım taahhüdünü yerine getirmemiş olmasına rağmen, bir sonraki yıl için ürün vermeye devam etmesi gözetildiğinde, asgari alımı taahhüdüne ilişkin yaptırımlardan o yıllar için vazgeçtiğinin kabulünü gerekir. Hal böyle olunca; mahkemece 2007 yılı için talep edilen kâr kaybının reddi doğru olup, 2008 ve 2009 yılları için talep edilen kâr kaybının kabulü isabetsizdir. Hükmün bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.
2) Davacının temyizine gelince, taraflar arasındaki sözleşme incelendiğinde, 2010 yılı için alınacak yaz dönemi mallarının, 2009 yılının koleksiyon dönemi başlangıcında sipariş edilmesi gerektiği anlaşılmakta olup, bu husus davacının davalıya gönderdiği 15.09.2009 tarihli ihtar ile de anlaşılmaktadır. Her ne kadar davalı taraf bu ihtara verdiği cevapta sözleşmedeki minimum alım tutarını revize ettiğini bildirdiğini ileri sürmüş ise de, dosyaya sunulan 23.09.2009 tarihli ihtar içeriğinde neyin revize edildiği belirtilmemiş ve böyle bir revizyon davacıya ulaştırılmamıştır. Bu durumda davacının 2010 yılı yaz dönemi için konusunda uzman (ve özellikle moda sektöründe çalışanlardan) bilirkişi kurulundan davacının bu konudaki taleplerinin yerinde olup olmadığı, varsa kâr kaybı miktarının ne olduğu hesaplanarak, uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, dava tarihi ve sözleşme hükümleri dikkate alınmadan erken açılan davanın yaz dönemi için reddi şeklindeki gerekçe ile hükmün kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına, (2) nolu bentte belirtilen sebeplerle davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, taraf vekilleri Yargıtay duruşmasında hazır bulunduğundan 1.100 TL duruşma vekalet ücretinin bir diğerinden alınıp, yek diğerine verilmesine, peşin harçların istek halinde iadesine, 28.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.