Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/4327 E. 2014/1797 K. 23.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4327
KARAR NO : 2014/1797
KARAR TARİHİ : 23.01.2014

MAHKEMESİ : Mersin 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 16/11/2012
NUMARASI : 2012/472-2012/509

Taraflar arasındaki yargılamanın iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. M.. D.. gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR-

Yargılamanın yenilenmesi isteminde bulunan vekili, M. K.in, müvekkiline karşı açtığı menfi tespit davasını Loder Marka Kepçenin davacıya teslim edildiğinin kanıtlanamaması nedeniyle kabul edildiğini, M. K.’in Kepçeyi teslim almasına rağmen davacısı olduğu menfi tespit davasında yalan beyanda bulunduğunu, bu hususun Orman İdaresinin yazısı ve Jandarmanın tutuğu tutanakla sabit olduğunu belirterek 19.06.2009 tarih ve 2006/333 E.- 2009/221 -K. sayılı mahkeme dosyasında müvekkili lehine karar verilmesi için yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmuştur.
Mahkemece, yargılamanın yenilenmesi davasının kesinleşmiş dosyanın davacısı hasım gösterilerek açılması gerektiği halde, hasım gösterilmeden açıldığı, HMK’nun 124. maddesine göre hasımsız açılan davanın tarafta iradi değişiklik yoluyla hasımlı hale getirilmesinin de mümkün olmadıığı, dilekçe ekindeki belgelerden kepçenin çalıştığı anlaşılmaktaysa da M.. A.. adına çalıştırıldığına dair belge ibraz edilmediği, davacının yalan beyanda bulunmasının yargılamanın yenilenmesi nedeni olmadığı, ancak yalan yere yemin edildiğinin sabit olması halinde bunun bir yargılamanın yenilenmesi sebebi sayılabileceği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Yargılamanın iadesi isteminin konusunu oluşturan 2006/333-221 E.K. sayılı menfi tespit davasının davacısı M. K., davalısı ise R.. T..dur. Bu dosyada ise R.. T.. vekili tarafından yargılamanın iadesi talep edilmiş ise de davalı olarak M.K.gösterilmediği gibi karar başlığında da M. K.’in adı bulunmamaktadır. Nitekim yargılama da M. K.. usulüne uygun şekilde dava dilekçesi tebliğ edilmeden sonlandırılmış ve mahkemece yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
HMK’nun m.119/1-b hükmüne göre, “davacı ile davalının adı, soyadı ve adresleri”nin dava dilekçesinde gösterilmesi zorunludur. Aynı maddenin 2’nci fıkrasına göre, “Birinci fıkranın (a), (d), (e), (f) ve (g) bentleri dışında kalan hususların eksik olması hâlinde, hâkim davacıya eksikliği tamamlaması için bir haftalık kesin süre verir. Bu süre içinde eksikliğin tamamlanmaması hâlinde dava açılmamış sayılır.” Menfi tespit davasına ilişkin yargılamanın iadesi isteminde, 2006/333-221 E.K. sayılı dava dosyasının taraflarının dava dilekçesinde gösterilmesi zorunludur. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde, HMK’nun 119/1-b ve 119/2 hükümleri uyarınca işlem yapıldıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle kararın BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1100 TL duruşma vekâlet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine , peşin harcın istek halinde iadesine, 23.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.