Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/4276 E. 2014/1686 K. 22.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4276
KARAR NO : 2014/1686
KARAR TARİHİ : 22.01.2014

MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 04/12/2012
NUMARASI : 2010/41-2012/633

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacılar vek. Av. B. C. Y. ve davalı vek. Av. B. T.’in gelmiş olmasıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacılar vekili; müvekkili şirketin yeni aldığı çek karnesinin kaybedildiğini, durumun bankaya ve karakola bildirildiğini, bu çeklerden 3 tanesinin eski iş ortağı olan davalı tarafından bankadan sordurulduğunu, bankanın çekteki keşideci imzasının farklı olması nedeniyle işlem yapmadığını, bankadan alınan bilgiye göre çeklerin müvekkili H.. D.. namına düzenlendiği ve H.. D.. tarafından davalıya ciro yoluyla verilmiş görüldüğünü belirterek çek karnesinin ve ihtiva ettiği 10 yaprağın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; çeklerdeki imzaların davacılara ait olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; dava konusu çek keşide tarihlerinde davacı şirketin yetkili temsilcisinin diğer davacı olduğu, alınan bilirkişi raporu ile çekteki keşideci ve ciranta imzalarının H.. D.. eli ürünü olmadığının anlaşıldığı, sahtecilik def’inin mutlak def’i olduğu, 10 adet çek yapraklarının boş olduğunun davacıların kabulünde olduğu ve bu çeklerle ilgili davalının davacılardan bir talebinin olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, dava konusu 3 adet çek nedeniyle davacıların davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacıların 10 adet çek yaprağının iptaline ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu çeklerle ilgili Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/138 E. 2012/406 K. sayılı dosyası ile davacı şirketin yetkili temsilcisi olan davacı H.. D.. aleyhine resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinden bahisle kamu davası açıldığı, yapılan ceza yargılaması sonunda davacı sanığın suçu sabit görülerek mahkumiyetine karar verildiği, kararın temyizi üzerine dosyanın Yargıtay’a gönderildiği ve henüz dönmediği dosya kapsamı ile sabittir.
Hal böyle olunca mahkemece, BK 53 “Hakim, kusur olup olmadığına yahut haksız fiilin failinin temyiz kudretine haiz bulup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun mesuliyete dair hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinden verilen beraat kararıyla da mukayyet değildir….” maddesi (Türk Borçlar Kanunu m.74) kapsamında ceza davasında saptanacak maddi olaylar, hukuk hakimini bağlayacağından özellikle, dava konusu çeklerle ilgili Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/138 E. 2012/406 K. sayılı ceza davasının kesinleşmesinin beklenmesi ve varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde, hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir olunan 1.100,00 TL. duruşma vekalet ücretinin davacılardan müteselsilen alınarak davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 22.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.