Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/4095 E. 2013/7298 K. 22.04.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4095
KARAR NO : 2013/7298
KARAR TARİHİ : 22.04.2013

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili; müvekkilinin davalıya “…San. Sitesi 1.Cad. No: …- … Saray/…” adresinde bulunan taşınmazı gösterdiğini ve taraflar arasında ”Satılık ve Kiralıklarda Yer Gösterme Sözleşmesi” düzenlendiğini, ancak davalının sözleşmeye aykırı şekilde, müvekkilini devre dışı bırakarak sözkonusu taşınmazı kiraladığını ve sözleşmede kararlaştırılan 7.080 TL’yi ödemediğini, bunun üzerine müvekkilinin alacağının tahsili amacıyla yapılan icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu belirterek, davalının itirazının iptali ile takibin devamına ve %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafından gösterilen yerlerin müvekkili tarafından beğenilmediği için kira sözleşmesi düzenlenmediğini, daha sonra müvekkilinin kendi imkanlarıyla dava dilekçesinde belirtilen mecuru bulduğunu ve bu yerle ilgili mal sahipleriyle kira sözleşmesi düzenlediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre; davacının kendisine hiçbir yetki verilmeden dava konusu taşınmazı göstermesinin tek başına dava konusu alacağı talep etmesi için yeterli olmadığı gibi, emlak komisyonculuğunun sadece yer göstermeden ibaret olmadığı, alıcı/kiracı ile satıcıyı/kiralayanı bir araya getirme, tarafları anlaştırdıktan sonra gerekli işlemlerinin yapılmasını da kapsadığı, bu itibarla davacının yer gösterme tutanağına dayanarak komisyon istemesinin hakkaniyete uygun olmadığı, tanık beyanlarına göre de davacı tarafın mal sahibinin muvafakatını almadan aracılık yapmaya kalkıştığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı, 15.04.2010 tarihli “Kiralıklarda yer gösterme (emlak komisyonculuğu) sözleşmesi” ne dayanarak, alacak isteminde bulunmuştur. Davalı vekili cevaplarında ve itirazında sözleşmenin imzalandığını kabul etmiş, ancak kiralanan yerin davacı tarafından gösterilmediğini, kendi imkanları ile bulduklarını ifade etmişlerdir. Sözleşmenin B/2. maddesinde de ‘… kendisi veya yukarıda tanımlanan diğer kişiler (yakınları) adına her ne suretle olursa olsun emlakçıyı devre dışı bırakarak, satın aldığı/kiraladığı takdirde… kirada 1 aylık kira bedeli + KDV’sini tellallık ücreti olarak ödeyecektir.”düzenlemesi getirilmiştir.
818 sayılı B.K. 404/son maddesi uyarınca gayrimenkule ilişkin tellallık sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması gerekir. Gayrimenkul telallığı sözleşmesinde taşınmaz sahibinin imzasının olacağına dair bir düzenleme yoktur. Davalı vekilinin sözleşmenin kendileri tarafından imzalandığını kabulü gözetilerek, davalının sözleşmenin sonradan doldurulduğu iddiaları ile kiralanan yerin sözleşmede gösterilen yer olup olmadığı araştırılıp, sözleşmenin B/2. madde şartı gerçekleşip gerçekleşmediği yönünde bir karar verilmesi gerekirken bu yönler üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkeme kararının BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 22.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.