Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/4080 E. 2014/1949 K. 27.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4080
KARAR NO : 2014/1949
KARAR TARİHİ : 27.01.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 12/11/2012
NUMARASI : 2006/606-2012/328

Taraflar arasındaki asıl ve birleşen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacılar vek. Av. A.. Y.. gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan, onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR-
Asıl ve birleşen dava, ayıplı beton satışı nedeniyle uğranılan zararın tahsili istemine ilişkindir.
Davalı vekili, ayıp iddiasını kabul etmediklerini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; 1999 büyük depreminden sonra sayılı tüm inşaatlarda temelden çatıya kaba ve ince yapı kontrolü yapılması için Yapı Denetim Bürosu mecburiyeti konulmuş olduğu, davacı inşaat sahibinin bir Yapı Denetim Bürosu ile anlaşarak beton dökümlerini de takip ettirme sorumluluğu bulunduğu, fakat piyasada bu işlemin hafife alınarak ucuza mal etme ile yapı denetim bürosu kontrolünün kalkarak sadece imza safhasına kadar indiği, işte bu piyasa inşaatının bunlardan biri olup dosyanın hiçbir yerinde yapı denetim bürosu kontrolü ve ismine dahi rastlanmadığı, eğer yapı denetim bürosu olsaydı, beton dökümleri sırasında yetkili teknik eleman bulundurma mecburiyetiyle fazladan sulandırılmış ve bekletilmiş betonun dökülmesini engelleyecek olacağı, bu durumun doğmasına davacı inşaat sahibinin sebep olduğunun keşif anında gözlemlendiği, davacının binada oluşan “değer kaybı ” ve “inşaatın gecikmesi dolayısıyla meydana gelen zarar” dolayısıyla talep ettiği tazminatların kabul edilemez olduğu, keza inşaatın başından itibaren davacının görevlendirme sorumluluğundaki yapı denetim bürosu olmayışı sonucu doğan hatalı imalatların baş müsebbibi olduğu ve bu hatanın da davacının kendisinden kaynaklandığı gerekçeleriyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece aldırılan 12.04.2010 ve 15.12.2011 tarihli bilirkişi raporlarında davacının %25 oranında davalının ise %75 oranında kusurlu oldukları bildirilmiş, itiraz üzerine alınan ve hükme esas alındığı bildirilen 25.09.2012 tarihli bilirkişi raporunun 7. sayfasında sebepleri açıklandıktan sonra davalı ve davacının %50′ şer oranında kusurlu oldukları belirtildiği halde 8. sayfasında davanın reddi gerektiği bildirilmiştir.
Bu durumda önceki alınan bilirkişi raporları ile ve kendi içinde çelişkili olan 25.09.2012 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, vekilleri yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacılar yararına takdir edilen 1100 TL. duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine peşin harcın istek halinde iadesine 27.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.