Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/4009 E. 2014/1467 K. 20.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4009
KARAR NO : 2014/1467
KARAR TARİHİ : 20.01.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 19/12/2012
NUMARASI : 2011/73-2012/275

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. A. U. gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR-

Davacı vekili, taraflar arasında 09.05.1999 tarihli LPG Otogaz İstasyonu ve Bayilik Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin sona erme tarihinin 09.05.2008 olduğunu, davalının 08.01.2008 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi 09.05.2008 tarihi itibariyle sonlandırmak istediğini bildirdiğini, 18.01.2008 tarihli ihtarında ise, ihtarnamenin tebliğ tarihi ile sözleşmenin feshi ve yeni dönemde yenilenmeyeceğine ilişkin muğlak ifadeler kullanıldığını, 07.02.2008 tarihli ihtar ile de müvekkili şirketçe emanet olarak verilen malzemelerin geri alınmasının istendiğini, müvekkili şirketçe yapılan 14.02.2008 tarihli tespit ile davalının müvekkili şirketle ilgili levha ve amblemleri ayrıca pompa ve dispanserleri söktüğü başka bir şirketin amblem ve levhaları ile malzemelerinin montajına başlandığının anlaşıldığını bunun üzerine müvekkilince 15.02.2008 tarihli fesih ihtarı ile feshin sonuçları olan sözleşmeden kaynaklanan hakların istendiğini ileri sürerek 50.000 USD karşılığı 59.765,00 TL cezai şartın 15.02.2008 tarihinden itibaren reeskont faiziyle davalıdan alınmasına şimdilik 10.000 TL kar mahrumiyetinin yine 15.02.2008 tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında kar mahrumiyeti talebini ıslah ederek toplam 63.616,34 TL’nin faizi ile tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, bayilik sözleşmesinin müvekkilince haklı nedenle feshedildiğini, fesihten sonra yapılan delil tespitinin bir öneminin olmadığını müvekkilince feshedilmiş bir sözleşmenin sonradan davacı yanca senedin feshinin mümkün olmadığını cezai şart ve kar mahrumiyeti istemeyeceğini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde, sözleşmenin davacı tarafından 15.02.2008 tarihli ihtar ile haklı olarak feshedildiğini, kaldı ki sözleşmenin davalı yanca feshedildiği kabul edilse dahi davalının sözleşmeyi süresinden önce haksız olarak feshetmiş sayılacağı bu durumda sözleşmenin süresi dolmadan feshine neden olan davalının sözleşmenin 12. maddesi uyarınca 11. maddeye göre sözleşmenin feshi halinde davalı bayiden maruz kaldığı zarar, ziyan ve sözleşme sonuna kadar hesap edilen mahrum kalınan kar ve cezai şartı talep edebileceği gerekçeleri ile benimsenen bilirkişi kurulu raporu ve ek raporuna göre, davanın ıslah edilmiş haliyle kabulüne 50.000 USD cezai şartın dava tarihindeki kur karşılığı 59.765,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte 153.589,91 TL kar mahrumiyeti alacağının davalının davacıdan olan 89.974,24 TL alacağın mahsubu ile bakiye 63.615,67 TL’nin 10.000 TL’sinin dava tarihinden 53.615,67 TL’nin ıslah tarihinden (11.12.2012) itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Mahkemece alınan 30.09.2011 tarihli kök rapora taraf vekillerinin itirazı üzerine 15.10.2012 tarihli ek rapor alınmıştır. Alınan ek raporun 2. sayfasının son cümlesi ile 3. sayfasında “…. satışların maliyeti detay mali tablolar sunulmadığını belirterek bu nedenle bu konuda ayrıca değerlendirme yapılmamıştır….. Belirtmek isteriz ki tarafımıza sunulan gelir tablolarında davacının belirttiği yatırım harcamaları kalemi ayrıntısı bulunmamaktadır. Ayrıntılı sunulsa idi değerlendirmesi de söz konusu olacak idi….” denilmiş olmasına rağmen davacının isteyebileceği kar mahrumiyeti hesaplanmış olup mahkemece bu rapor hükme esas alınmıştır. Alınan bu ek rapora davalı vekili gerekçelerini de göstererek itiraz etmiştir.
Bu durumda mahkemece söz konusu ek raporda bildirilen eksiklikler giderilip davalı vekilinin itirazlarını karşılayan yeni bir rapor alınması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 20.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.