Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/3744 E. 2013/19877 K. 16.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3744
KARAR NO : 2013/19877
KARAR TARİHİ : 16.12.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. … ile davalı vek. Av. …’ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR-

Davacı vekili, müvekkilinin cari hesap alacağının tahsili için girişilen icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına, %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davacıdan 1.234,478,55 TL alacaklı olduğunu, davacının cari hesap kayıtlarına göre alacaklı göründüğünü, 132.447,22 TL’nin mahsubu neticesinde bakiye 1.102.031,33 TL’nin tahsilini teminen dava açıldığını, davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, davacı alacaklının mahsup sonrası müvekkilinden alacağının kalmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Davalı … dilekçesi ile … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/394 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davalının birleştirme talebinin reddine, davalının alacağının muaccel olmadığı, alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiği, BK 139. maddesi gereği mahsup yapılamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne, %20 tazminata karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davaların aynı sebepten (HMK 16. madde) doğması veya biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyecek nitelikte bulunması halinde iki dava arasında bağlantı varsayılır. Buna göre, bir davada hüküm verilmesi, diğer bir davada incelenmekte ve kesin olarak karara bağlanacak olan bir hukuksal ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise iki dava arasında bağlantı varsayılacaktır.
Tüm bunlardan çıkacak sonuca göre diğer bir dava hakkında verilecek hükmün bekletilecek davada verilecek hükmü mutlaka etkileyecek nitelikte olması gerekecektir.
Bu bilgilerin ışığı altında uyuşmazlık konusu somut olaya bakıldığında:
Birinci davanın taraflar arasında bağıtlanan 29.12.2010 tarihli “Şölener Toz Demir Cevheri Sözleşmesi uyarınca Sis Madencilik Ltd. Şti. tarafından tedarik edilen demir cevherlerinin “Fetenörlerinin” düşük olduğu, … Demir ve Çelik A.Ş.’nin zararına sebebiyet verdiğinden bahisle alacağın tahsili talep ve dava edilmiştir. İkinci davada ise, davacı Sis Madencilik Ltd. Şti. aynı sözleşmeye dayalı davalıya satılıp teslim edilen “toz cevheri eskalasyon bedeli” olarak düzenlenen 20.10.2011 tarihli faturaya dayalı alacağın tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkin olduğuna, birinci davanın müspet olarak hükme bağlanması halinde ikinci dava konusuz kalacak ise davalar arasında bağlantı bulunduğu ve birlikte görülmeleri gerektiği ortadadır. Öyleyse mahkemece davalının birleştirme talebinde bulunması üzerine sonradan açılan davanın ilk açılan dava ile birleştirilmesinin sağlanması, sonraki davanın açıldığı mahkemece verilecek birleştirme kararının kesinleşmesinden sonra her iki davaya birlikte bakılması gerekirken, yasaya uygun düşmeyen gerekçelerle davalının birleştirme talebinin reddedilerek davanın sonuçlandırılması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yaranına takdir olunan 990.00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 16.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.