Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/2901 E. 2013/7939 K. 02.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2901
KARAR NO : 2013/7939
KARAR TARİHİ : 02.05.2013

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı A.. Ö.. dışındaki davacılar vekilince temyiz edilmiş, A.. Ö.. vekili de 07.02.2013 tarihli dilekçesi ile de davadan feragat ettiğini bildirmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –
Davacılar vekili, davalı banka ile akdedilen genel kredi sözleşmesinin teminatı olarak davacıların boş ve tarihsiz bono imzalayarak davalı bankaya verildiğini, ayrıca ipotek verildiğini, karşılığında davalı bankanın toplam 939.507 TL meblağlı 7 adet teminat mektubu verdiğini, davalı bankanın henüz teminat mektupları paraya çevrilmemişken ve elinde teminat olarak taşınmaz ipoteği bulunmasına rağmen teminat senedini doldurmak suretiyle icra takibi başlattığını, davalı bankanın yapmış olduğu tüm işlemlerin hukuka aykırı olup, kötüniyetle yapıldığını, icra takip tarihinde müvekkillerinin muaccel bir borcu bulunmadığını iddia ederek borçlu olmadıklarının tespiti ile davalı bankanın tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili cevabında, davacıların müvekkili banka ile genel kredi sözleşmesi akdedip, kredi kullandıklarını, davacıların borçlarını ödememesi üzerine icra takibi yapıldığını, müvekkili bankanın alacağını tahsil etmek amacıyla kanunun verdiği yetkiyle icra takibi başlatıp, işlemlere devam ettiğini savunarak davanın reddi ile lehlerine tazminata hükmolunmasını istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen 17.10.2011 tarihli bilirkişi raporuna göre; taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinin 37. maddesi gereğince davalı bankanın verdiği kredi karşılığı olarak taşınır veya taşınmaz rehni ile saptanmış olsa bile veya teminat olarak verilen senetlerin vadeleri gelmemiş olsa bile alacağın kısmen vaya tamamen muacceliyet kazanması halinde müşteriye karşı haciz veya iflas yolu ile takibe geçme hakkını saklı tuttuğu, ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir kararı alabilme veya uygulayabilme yetkisine sahip olduğu, müşterinin buna itirazının olamayacağı, bu doğrultuda davacıların takibe konu edilen senetten dolayı borçlu olmadıklarına dair iddialarının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı A.. Ö.. dışındaki davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle, İ.. İ..nin davalı olarak gösterilmesi maddi hataya dayalı olup, her zaman düzeltilebilmesinin mümkün bulunmasına göre davacı A.. Ö.. dışındaki davacıların temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı A.. Ö.. vekili 07.02.2013 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini bildirmiştir. Vekaletnamesinde feragata yetkisi de bulunmaktadır. Bu durumda mahkemece, vaki feragat nedeniyle bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı A.. Ö.. dışındaki davacıların temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 02.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.