Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/2612 E. 2013/7345 K. 24.04.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2612
KARAR NO : 2013/7345
KARAR TARİHİ : 24.04.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacılar vekili; davalının müvekkili aleyhine başlattığı icra takibine konu bononun teminat bonosu olduğunu belirterek takip konusu bono nedeniyle müvekkillerinin borçlu olmadığının tespitine, %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; dava konusu bononun davacı şirket ile davalı arasındaki ticari ilişkiden doğan cari hesaba teminat olarak verildiğinin bono arkasındaki şerh ve Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin ilamı ile sabit olduğu, davacının ticari defterlerinin incelenmesi ile 2010 yılı sonu ve 2011 yılı sonu itibarıyla davalının davacı şirketten bir alacağının bulunmadığının belirlendiği, davacı şirket yetkilisinin tamamlayıcı yemini eda ettiği, davalı vekilinin ticari defterleri ibraz etmeyeceğini bildirdiği, davalının faturalara ve çeklere dayalı başlattığı takiplerin kesinleşerek borçlarının fazlası ile ödendiği bononun teminat vasfını yitirdiği, dava konusu takip tarihinde davacıların davalının başlattığı diğer 2 dosyasına konu borçtan başka davalıya borcunun bulunmadığı halde davalının anılan bonoya dayalı tahsilde tekerrür oluşturmamak kaydıyla yapmadığı takibinde haksız ve kötüniyetli olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, takip konusu bono nedeniyle davacıların davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, 120,000 TL bono miktarı üzerinden %40 kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- İİK 72/5. maddesi gereğince dava borçlu lehine hükme bağlanır ve borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine borçlunun dava sebebiyle uğradığı zararın da alacaklıdan tahsili için tazminata karar verilir.
Somut olaya gelindiğinde, dava konusu bononun taraflar arasındaki ticari ilişkiden doğan cari hesap borcunun teminatı olduğu dava konusu bononun takibe konulduğu Çanakkale 1. İcra Müdürlüğü’nün 2010/1258 sayılı takip dosyasında takibe konu borç 120.000 TL. asıl alacak olmak üzere ferileriyle birlikte toplam 120.728,22 TL. olup, takip tarihi olan 09.02.2010 tarihinde davacının davalıya cari hesap borcu bulunduğu, bu borcun takip tarihinden sonra, 08.03.2010 ve 08.12.2010 tarihlerinde fatura ve dava konusu olmayan çek ve bonolara dayalı başlatılan Çanakkkale 2. İcra Müdürlüğü’nün 2009/9370 (takibe konu borç 36.342,33 TL. asıl alacak olmak üzere ferileriyle birlikte toplam 37.300,94 TL.) ve 2009/9371 (takibe konu borç 93.645,52 TL. asıl alacak olmak üzere ferileriyle birlikte toplam 98.735,97 TL.) sayılı icra dosyalarına ödendiği ve cari hesap borcunun sona erdiği, anılan icra dosyalarının infazen işlemden kaldırıldığı dosya kapsamı ile sabittir. Görüleceği üzere her iki icra dosyasına konu cari hesap alacağı toplamı dava konusu icra takibindeki alacak miktarından fazladır. Bu durum karşısında davalının cari hesap alacağı dava konusu takip tarihinden sonra ödenmiş olup, takip tarihinde dava konusu bononun teminat olma koşulu oluşmamıştır.
İİK.nun 72/5. maddesi uyarınca borçlu lehine tazminata hükmedilebilmesi için alacaklının takibinde haksız ve kötüniyetli olması gerekir. Davalı alacaklının takip tarihinde cari hesap alacağı bulunduğundan ve bonoya başvurma koşulları oluştuğundan takibinde haksız ve kötüniyetli sayılamaz. Davalı alacaklının takibin yapıldığı anda kötüniyetli olduğu kanıtlanmadığından tazminatla sorumlu tutulamaz (HGK 27.06.2012, 19-119/407). Takip talebinde tahsilde mükerrer olmamak kaydının bulunmaması da davalı alacaklının kötüniyetli olduğunun kabulü için yeterli değildir. Bu açıklamalar karşısında, davalı alacaklının icra takibine girişmekte haksız ve kötüniyetli olduğu kabul edilemeyeceğinden bu husus gözetilmeden yanılgılı gerekçe ile davalının tazminat ile sorumlu tutulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 24.04.2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerel mahkeme hükmünün onanması gerektiği görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma kararına katılamıyorum. 24.04.2013