Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/2581 E. 2013/19124 K. 02.12.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2581
KARAR NO : 2013/19124
KARAR TARİHİ : 02.12.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalılar vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalılar vek.Av. … gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davalılar vekili, dava konusu borcun ipotekle temin edilmiş olduğundan İİK. 45. maddesi gereğince davalılar hakkında yasal haciz yoluyla takip yapılamayacağını, kefalet miktarının sözleşmede gösterilmediğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; …’nın asıl borçlu, diğer davalıların müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladıkları kredi sözleşmesi nedeniyle borçlu oldukları, asıl borçlu …’nın almış olduğu krediye karşılık kendi taşınmazlarını ipotek etmiş olup, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığından takip sonucu beklenmeden İİK 45. maddesi gereğince asıl borçlu aleyhine takip yapılamayacağı, davalılardan … ile …’nın da kefaletleri için kendi taşınmazlarını teminat olarak gösterdikleri, ancak bu kefillerin teminatının asıl borçlunun borcunun teminatı olduğu hususunda dosyada delil bulunmadığından haklarında icra takibi yapılmasında yasal bir sakınca görülmediği gerekçeleriyle davalı … aleyhine açılan davanın reddine, diğer davalılar hakkında açılan davanın kısmen kabulü ile takibin bu davalılar yönünden toplam 91.492,62 TL üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren 5464 sayılı Yasa’nın 26/3. maddesi gereği temerrüt faizi uygulanmak suretiyle devamına, asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan 17.762,89 TL inkar tazminatının davalı kefillerden müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalılar vekilinin yasal ve hukuksal şartları oluşmadığından tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı banka vekili 20.11.2013 havale tarihli dilekçesi ekinde davacı banka ile davalılardan kredi borçlusu … ve müteselsil kefil … arasında yapılan protokol örneğini ibraz etmiştir. Anılan protokolde dava konusu takip dosyası da dahil
olmak üzere bazı takip dosyalarından kaynaklanan banka alacağının taksitlendirilmek suretiyle ödenmesi için ödeme planı yapılmış olduğu anlaşılmaktadır. Anılan protokol tüm davalıları etkileyeceğinden mahkemece protokolde belirtilen ödeme tarihlerinde ödemelerin yapılıp, yapılmadığı gözetilerek bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalılar yararına takdir olunan 990 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 02.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.