Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/19012 E. 2014/15644 K. 28.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/19012
KARAR NO : 2014/15644
KARAR TARİHİ : 28.10.2014

MAHKEMESİ : Çorum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 09/04/2013
NUMARASI : 2011/392-2013/135

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av.M. A. A. gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

-KARAR-

Davacı vekili, müvekkilinin davalı ile 2 adet makineyi 14.09.2009 tarihinde alma konusunda anlaşmaya vardığını, ilk makinenin 8-10 haftada teslimi gerekirken makinenin kurulumu ve çalıştırılmasının 2010 yılı Kasım ayında gerçekleştiğini, ardından davalıdan yeni makine talebinde bulunduklarını, bu konuda imzalanan 30.03.2011 tarihli sözleşme uyarınca makinenin 2011 yılı Nisan ayı sonuna kadar teslimi gerektiğini, kurulum ve işletmeye almanında bir hafta içinde yapılacağının kararlaştırıldığını, makinenin 18.06.2011 tarihinde teslim edildiğini, ancak makinenin montajının yapılması ve devreye alınmasının da (1) hafta içinde gerçekleştirilmediğini, makinenin çalışmadığına ilişkin davalı şirketle birçok kez yazışma yapıldığını, davalının görevlendirdiği servis elemanı tarafından düzenlenen yazıda makinenin vakum sistemi olmadan çalışmasının mümkün olmadığının belirtildiğini, malın ayıplı olduğunu, geç teslim süresince müvekkilinin iş kaybına uğradığını, 1. makinenin proforma faturasında vakum sistemi gösterilmemesine rağmen vakum sisteminin makine ile sevk edildiğini, öte yandan 1. makine ile ilgili faturada silo ünitesinin belirtilmemesine rağmen davalının silo ünitesini kargo ile gönderdiğini, ancak 2. makine için davalının vakum sistemi ve silo ünitesini göndermediğini, davalının müvekkiline ait fabrikada ne tür makineler olduğu ve nasıl çalışacağı konusunda bilgi sahibi olduğunu belirterek 58.741,76 TL iş kaybı ve uğranılan zararlar, 50.000 TL de manevi tazminat olmak üzere toplam 108.741,76 TL’ nin davalıdan tahsiline, dava konusu makinelerin çalışır duruma getirilmesi için gerekli ünitelerin makineye monte edilmesine, dava konusu makinenin çalışır duruma getirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının ayıp iddiasının yerinde olmadığını, sözleşme içeriğinden de anlaşılacağı üzere vakum ve silo ünitesinin sözleşmeye dahil edilmediğini, davacının vakum ünitesi için para vermemek için bu davayı açtığını, süresinde ayıp ihbarı yapılmadığını, davacının satım bedelini ödemediğini, delil tespiti ve tespit dosyasında alınan rapora itiraz ettiklerini bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, vakum ünitesi ve silonun makinenin mütemmim cüzü niteliğinde olduğu, ancak bu parçaların makineyle birlikte teslim edilmemesinin açık ayıp niteliğinde olduğu, davacı yanca TTK’ nun 25/3 maddesinde öngörülen iki günlük yasal süre içerisinde ayıp ihbarında bulunulmadığı, davacının manevi tazminat talebinin de yerinde olmadığı gerekçeleriyle davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyaya örneği sunulan proforma faturada dava konusu enjeksiyon makinesinin teknik özellikleri ve nitelikleri maddeler halinde belirtilmiş olup taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin II/a maddesinde makinenin proforma teklifinde bahsi geçen kapsam ile imal edileceği belirtilmiştir. Yine sözleşmenin III. Maddesinde proformada sıralanan işlerin makine, tesisat ve her türlü malzeme ve işçiliklerin tamamının müteahhit tarafından yapılacağı kararlaştırılmış ve V.1. maddesinde makinenin kuruluş ve işletmeye alınmasının da teslimden itibaren 1 hafta içinde müteahhit tarafından yapılacağı XII. maddesinde ise makinenin devreye alınmasıyla müteahhidin 7 gün süreyle eğitim vereceği hususlarının kararlaştırıldığı görülmüştür.
Bu hususlar birlikte gözetildiğinde taraflar arasındaki hukuki ilişkinin eser sözleşmesi niteliğinde olduğu ve uyuşmazlığın bu çerçevede çözümlenmesi gerektiği gözetilmeksizin mahkemece satış sözleşmesi olarak değerlendirilip yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.100-TL. duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 28.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.