YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18944
KARAR NO : 2014/15649
KARAR TARİHİ : 28.10.2014
MAHKEMESİ : Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 12/06/2013
NUMARASI : 2011/73-2013/191
Taraflar arasındaki satım akdine dayalı eda davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. D. G. ile davalı vek. Av. A.. Ş..’in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili; taraflar arasında ihale sonucu imzalanan sözleşme nedeniyle müvekkilinin davalıya bağlı hastanelere ilaç satıp teslim ettiğini, SSK’ya bağlı hastanelerin davalı bakanlığa devrolması nedeniyle stok fazlası olduğu gerekçesiyle bazı ilaçların iadesi talebinde bulunulduğunu, müvekkilinin iadeyi kabul ettiğini, iade edilen ilaç bedellerinin müvekkilinin başka satışlardan olan alacağından mahsup edilirken fahiş bedellerle hesaplandığını, ihale faturasındaki değer üzerinden hesaplanması gerektiğini belirterek 47.250,03 TL asıl, 50.000 TL işlemiş faiz alacağının avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; alınan bilirkişi raporunun dosya içeriğine uygun olduğu, taraflar arasındaki sözleşme ve genel şartlara göre akitten dönme halinde satılan bedellere ilişkin herhangi bir hükmün bulunmadığı, bu durumda Borçlar Kanunu’nun uygulanması gerektiği, akitten karşılıklı cayma halinde tarafların birbirlerine verdiklerini geri isteyebilecekleri, davalı idarenin geri isteyebileceği bedelin ilaçların satış fiyatı olduğu, davalının, davacının hak edişlerinden hangi tarihte ve hangi miktarda kesinti yaptığını bildirmediği, HMK 219 ve 220. maddeleri uyarınca karine olarak davalının, davacı iddialarını kabul ettiği sonucuna varıldığı, davacı defterlerinin lehine delil teşkil ettiği, bilirkişi raporunda işlemiş faiz alacağının hesaplandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı yan, 47.250,03 TL. asıl alacak, 50.000 TL. işlemiş faiz alacağının tahsili için iş bu alacak davasını açmıştır. Mahkemece, 04.02.2013 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dava konusu alacak kesin vadeye bağlanmamıştır. Bu durumda ilaçların davalı yanca davacıya iade tarihleri davalının temerrüt tarihi olarak esas alınamaz. Mahkemece, davacının iş bu davaya konu alacağı yönünden davalıyı temerrüte düşüren bir ihtarı olup olmadığı araştırılarak, böyle bir ihtarın bulunmaması halinde dava tarihinin davalının temerrüt tarihi olarak esas alınması suretiyle işlemiş faiz yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, ilaçların iade tarihleri esas alınarak temerrüt faizi hesabı yapılan bilirkişi raporunun hükme esas alınması ve işlemiş faize hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir olunan 1.100,00 TL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 28.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.