YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18920
KARAR NO : 2014/4660
KARAR TARİHİ : 11.03.2014
MAHKEMESİ : Uşak 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 22/06/2010
NUMARASI : 2008/256-2010/219
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. İ.. V.. ile davalılardan M.. K.. vek Av Y.. B.. gelmiş, diğer davalı tarafından kimse gelmemiş olduğundan, onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, müvekkilinin murisi olan Ali oğlu M.. T..’in muvazaalı şekilde bono düzenleyerek murisin oğlu K.. T..’in boşanmış eşi F.. P..yı alacaklı gösterdiğini, muris Ali oğlu M.. T.. hakkında icra takibi yapıldığını, murisin ölümünden 2 gün önce takip alacağının F..P..’nın kardeşi M.. K..’a temlik edildiğini belirterek tasarrufun iptali ile müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri yargılama sırasındaki beyanlarında davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, dava konusu 15.03.2002 tanzim tarihli ve 100.000 USD bedelli bononun düzenlendiği tarih itibariyle davacı murisi hakkında verilmiş bir kısıtlama kararı bulunmadığı, aksine 16.07.2002 tarihli Sağlık Kurulu Raporuna göre senet borçlusunun sağlam ve ne yaptığını bilen bir kişi olduğunun anlaşıldığı, bononun aksini kanıtlayan yazılı bir delil sunulmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava icra takibine konu bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Menfi tespit davasının konusunu oluşturan 15.03.2002 tanzim ve 15.06.2003 vadeli 100.000 USD bedelli bononun eklenerek birlikte gönderilmesi için dosyanın yerel mahkemesine geri çevrilmesine ilişkin Dairemizce verilen karar üzerine, senet aslının tüm aramalara rağmen bulunamadığı ve davalılarda da olmadığı belirtilerek dosya temyiz incelemesi için Dairemize gönderilmiştir.
İİK’nun 167’nci maddesine göre, “Alacağı çek, poliçe veya emre muharrer senede müstenit olan alacaklı, alacak rehinle temin edilmiş olsa bile bu bölümdeki hususi usullere göre haciz yolu ile veya borçlu iflâsa tabi şahıslardan ise iflâs yolu ile takipte bulunabilir. – Alacaklı, takip talebinde 58 inci maddedeki hususlardan başka iflâsa tabi borçlusu aleyhine haciz ve iflâs yollarından hangisini istediğini bildirmeğe ve takip talebine kambiyo senedinin aslını ve borçlu adedi kadar tasdikli örneğini eklemeğe mecburdur.” Bu kanun hükümleri uyarınca takip alacaklısının kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip yapabilmesi için öncelikle bono aslının bulunması ve takip talebine eklemesi zorunludur. Bu yönler gözetilip bir karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmesi suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 990 TL duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 11.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.