Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/18765 E. 2014/3245 K. 20.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18765
KARAR NO : 2014/3245
KARAR TARİHİ : 20.02.2014

MAHKEMESİ : Elazığ 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)
TARİHİ : 16/04/2013
NUMARASI : 2011/101-2013/199

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ile davalılardan T. H. Bankası AŞ. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –
Davacı vekili, davalı banka tarafından müvekkili aleyhine Elazığ 4. İcra Müdürlüğü’nün 2011/3161 E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yoluyla icra takibi yapıldığı, takibe dayanak çeklerin zamanaşımına uğradığını, sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanılamayacağını, ayrıca söz konusu çeklerin hatır çeki olarak düzenlendiğini ve müvekkilinin sebepsiz zenginleşmesinin de söz konusu olmadığını, davalı banka yetkilileri tarafından takibin iptal edileceğinin sözlü olarak beyan edilmesi nedeniyle takibe itiraz edilemediğini belirterek Elazığ 4. İcra Müdürlüğü’nün 2011/3161 E. sayılı dosyasından müvekkilinin borcunun olmadığının tespiti ile müvekkili lehine % 40 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, müvekkili tarafından yargılama sırasında icra tehdidi altında borcun tamamını ödediğinden bahisle davaya istirdat davası olarak devam ettikleri beyan etmiştir.
Davalı banka vekili, davacının iddialarının geçerli olmadığını, ilamsız takibe süresinde itiraz etmeyerek davacının borcu kabul ettiğini, verilen çekin hatır çeki olduğu yönündeki iddiaların müvekkili yönünden geçerli bir def’in olmadığını, davacının kişisel def’ileri müvekkiline karşı ileri süremeyeceğini, davanın kesinleşen ilamsız takibe karşı açılmış menfi tespit davası olması nedeniyle zamanaşımının davacının iddia ettiği gibi 1 yıl değil 10 yıl olduğunu bildirerek davanın reddi ile % 40 tan aşağı olmamak üzere müvekkili lehine tazminata karar verilmesini istemiştir.
Davalı N.. A.., davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere göre davacı yanca takibe dayanak çekin hatır çeki olduğu yönündeki iddiasının usulüne uygun delillerle ispat edilemediği gibi bu iddianın davalı bankaya karşı da ileri sürülemeyeceği, buna karşın takibe dayanak çeklerden sadece 15.04.2009 keşide tarihli Fortisbank …. Şubesine ait 32.750,00 TL bedelli çek yönünden sebepsiz zenginleşme zamanaşımı süresinin dolduğu ve TTK 644 maddesi gereğince talepte bulunamayacağı gerekçesiyle dava konusu Elazığ 4. İcra Müdürlüğü’nün 2011/3161 E. sayılı dosyasında takibe konu edilerek davacı tarafından ödenen Fortisbank …Şubesine ait 15.04.2009 keşide tarihli 32.750,00 TL bedelli çek yönünden istirdat davasının kabulü ile 32.750,00 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dava konusu Şekerbank …Şubesine ait 18.12.2009 keşide tarihli 26.500,00 TL bedelli çek yönünden istirdat davasının reddine, tarafların inkar tazminatı istemlerinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile davalı banka vekili tarafından temyiz edilmiştir.
HMK md. 297/2 hükmüne göre, “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” Mahkemece hükümde “Dava konusu Elazığ 4. İcra Dairesinin 2011/3161 Esas sayılı dosyasında takibe konu edilerek davacı tarafından ödenen Fortisbank… Şubesine ait 15.04.2009 keşide tarihli 32.750 TL bedelli çek yönünden istirdat davasının kabulü ile 32.750 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dava konusu Şekerbank … Şubesine ait 18.12.2009 keşide tarihli 26.500 TL bedelli çek yönünden istirdat davasının reddine,” denilmiştir. Ancak hangi davalı hakkında tahsil hükmü kurulduğu anlaşılamadığından bu durum yukarıda belirtilen HMK md. 297/2 hükmüne aykırılık teşkil ettiği gibi infazda tereddüt yaratacak nitelikte olup, ayrıca davalı N.. A.. ile ilgili menfi tespit davası ile ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi de doğru olmadığından hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 20.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.