YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18708
KARAR NO : 2014/6594
KARAR TARİHİ : 07.04.2014
MAHKEMESİ : Gebze 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/10/2012
NUMARASI : 2011/669-2012/537
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı şirket vekilince duruşmalı, davalılardan K.. H.. vekilince de duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekilleri Av. Z.. Ö.. ve Av. M.. D.. ile davalı K.. H.. vek. Av. A.. Ö..’un gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, müvekkili şirket aleyhine takibe konu senedin tanzim tarihinin 15.12.1997 olmasına rağmen üzerindeki pulun 1998 tarihli olduğunu, bu durumun senedin daha sonraki bir tarihte düzenlendiğini, tanzim tarihinin ise sonradan ilave edildiği anlamına geldiğini, tanzim tarihi olmayan bir senedin de kambiyo senedi vasfı taşıyamayacağını, 14 yıllık bir vadenin ticari teammüllere hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, senedin ihdas hanesinde “nakden” ibaresi bulunduğunu bu miktarda para transferinin banka kanalı ile yapılması gerektiğini, bu miktarda müvekkili şirkete para girişi bulunmadığını, senedi tanzim edenin davadışı O.. A.. H.. olup, anılan kişinin yönetici ortak olup olmadığının tespitinin gerektiğini, temsile yetkili olsa dahi şirketi zarara sokan ve şahsi menfaat teminine yönelik bir işlem yapıp yapmadığının tespitinin gerektiğini, senette lehdar olan şirket ile son hamilin anılan kişi ile organik bağı bulunduğunu, keşideci ile lehdar sıfatının birleştiğini belirterek müvekkilinin senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı K.. H.. vekili, davacının iddialarını yazılı delille kanıtlaması gerektiğini, senedin unsurlarının tamam olduğunu bildirerek davanın reddine ve tazminata karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket yargılamaya katılmadığı gibi cevap da vermemiştir.
Mahkemece, davacının iddialarını usulüne uygun delillerle ispatlayamadığı, tarafların kardeş olmasına karşın borçların tasfiyesini senede bağladıklarını, davaya konu senette tanzim tarihinin vadeden önce olduğu, senede yapıştırılan damga pulunda 1998 tarihinin yazılı olmasının senedin kambiyo vasfının etkilemediği gerekçesiyle davanın reddine, davanın açıldığı tarih de gözetilerek davalının tazminat ve vekalet ücreti taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı şirket ve davalı K.. H.. vekilince temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Davalı K.. H.. vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; davalının temyizi davanın reddine rağmen lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi ve tedbir kararıyla alacağın tahsili gecikmesine rağmen tazminat isteminin reddinin isabetli olmadığına ilişkindir. İhtiyati tedbir sebebi ile alacaklının alacağına kavuşması geciktirildiğinden İİK’nun 72/4. maddesi uyarınca dava konusu yapılan miktar üzerinden tazminata ve ayrıca vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine (2) nolu bentte açıklanan nedenle hükmün temyiz eden davalı K.. H.. yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı K.. H.. yararına takdir olunan 990.00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine peşin harcın istek halinde iadesine, 07.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.