Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/18673 E. 2014/2757 K. 12.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18673
KARAR NO : 2014/2757
KARAR TARİHİ : 12.02.2014

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –

Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 02.07.2004 tarihli ve 5 yıl süreli LPG Bayilik sözleşmesi imzalandığı halde davalının 14.02.2007 tarihli ihtarname ile zarar ettiğini bildirerek sözleşmeyi feshettiğini, davalının sözleşme süresince gaz alımlarının sürekli düştüğünü ve davalının sözleşmenin 18. maddesi gereği müvekkilinden aldığı gazı abonelere intikal ettirme yükümlülüğünü yerine getirmeyerek sözleşmeye aykırı hareket ettiğini, davalının elinde bulunan ve mülkiyeti müvekkili şirkete ait olan tüpleri iade etmemek suretiyle müvekkilinin 1550 TL. Cezai şart alacağının doğduğunu ileri sürerek davalının haksız feshi nedeniyle sözleşmenin 24. maddesi gereği hesap edilen cezai şart alacağı 20.034,00 TL. Ve sözleşmenin 23. maddesi gereği hesap edilen 32.457,28 TL. Kar kaybı alacağı ile birlikte toplam 52.804,08 TL. Alacağın şimdilik 7.500,00 TL.lik kısmının ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin iş yapamaması neticesinde yaşadığı ekonomik zorluk nedeniyle sözleşmeyi süresinden önce feshetmek durumunda kaldığını, müvekkilinin davacı yana olan mali yükümlülüklerini yerine getirebilmek için borçlandığını, daha fazla borçlanmamak için sözleşmenin feshedildiğini, müvekkilinin halen yurt dışında işçi olarak çalışmak suretiyle ailesini geçindirdiğini, müvekkilinin iş yerini kapattıktan sonra tüm boş tüpleri davacı tarafça gönderilen bir başka bayiisine teslim ettiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılamaya toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporlarına göre; davacı ile davalı şirket arasında bayilik ilişkisi şeklinde gerçekleştirilen sözleşme kapsamında yürütülen ilişkiler sırasında davalı şirketin davalının gelirlerinin düştüğü ve sağlığının bozulduğu gerekçesi ile sözleşmeye devam etmeyeceğini bildirerek alımlarını kesince 14/07/2007 tarihli ihtarıyla sözleşmeyi feshettiği, işlem temeli sözleşmenin uyarlanmasına imkan vermeyecek ölçüde çökmüş ise haklı nedenle feshin uygulanabileceği, geleceğe ilişkin tasavvurların gerçekleşmemesi halinde işlem temelinin çöktüğü kabul edilerek haklı nedenle fesih imkanının uygulanmasının kabul edilmesi gerektiği, bu durumda davalının feshi haklı olduğundan cezai şart ve kar mahrumiyeti uygulanmasının mümkün olamayacağı, davacının sözleşmenin 23 ve 24. maddelerine dayalı taleplerinin tümüyle reddinin gerektiği, sadece tüplerin iade edilmemesi nedeniyle alacağın istenebileceği, her ne kadar davalı ” … İş yeri kapandıktan sonra boş tüpleri bırakmış olduğunu, davacı yana bildirdiğini, davacı yanında bildirilen yerden tüpleri almış olduğunu…” iddia etmekte ise de bu hususa ilişkin bir belge olmadığından davalının bu iddiasının ispata muhtaç olduğu, bu tespitlere nazaran fesihten sonra boş tüplerin iade edilmemesi nedeniyle davacının sözleşmenin 25. maddesine göre cezai şart talebinin mümkün ve bunun tutarınında 480 TL olması gerektiği, hükmedilecek davacı alacağına , ihtarnamede sözleşmenin 25. maddesine dayalı talepler bakımından ihtar içeren bir ödeme talebi bulunmadığından dava tarihinden itibaren avans faiz uygulanması gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 25. maddesine göre 480 TL cezai şart alacağının dava tarihinden itibaren değişen ve değişecek oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin davacı isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 12.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.