Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/18668 E. 2014/1163 K. 15.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18668
KARAR NO : 2014/1163
KARAR TARİHİ : 15.01.2014

MAHKEMESİ : İskenderun 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 09/04/2013
NUMARASI : 2012/280-2013/148

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile davalılardan A.. S…A.Ş. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –

Davacı vekili, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından düzenlenen ve 05.11.2011 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan tebliğ ile kamu kurumu iskontası oranlarının yükseltilerek ilaçların kamu alış fiyatlarında düşüş meydana geldiğini ancak bu durumun tebliğin yayınlanmasından önce ilaç depolarından alınan ve müvekkilinin raflarında bekleyen ilaçlar bakımından ise stok zararı meydana getirdiğini, stok zararının tazmini için yapılan yasal düzenlemeler kapsamında alınan İTS kayıtlarına göre müvekkilinin zarar miktarının 4.994,92 TL. olduğunu, müvekkilinin doğan stok zararını tazmin etmek için ilaçları aldığı davalı S.Ecza Deposu hakkında fatura düzenlediğini ve davalı ecza deposuna gönderdiğini, diğer davalı A. İ.İlaç ..A.Ş.’nin ise müvekkilinin İTS kayıtları ile tespit edilen stok zararına konu ilaçlardan 323,16 TL.lik kısmı davalı ecza deposuna satan firma olduğunu, bu nedenle davalı ecza deposu ile birlikte bu miktara kadar müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu ileri sürerek müvekkilinin toplam 4.994,92 TL. olan stok zararının davalı ecza deposundan işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, stok zararının 323,16 TL.lik kısmından işleyecek avans faizi ile birlikte diğer davalı A.. S… A.Ş.nin müteselsilen sorumlu olduğuna ve bu miktarın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı A.. S… A.Ş. vekili, müvekkilinin ticaret siciline kayıtlı merkez adresi İstanbul olduğundan iş bu davada İskenderun mahkemelerinin yetkisiz olduğunu ileri sürerek yetki ilk itirazında bulunmuş ve davanın reddini istemiştir.
Davalı S. Ecza deposu vekili, taraflar tacir sıfatını haiz olup dava ticari iş niteliğinde bulunduğundan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesi gereği görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu ileri sürerek görev itirazında bulunmuş ve davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılamaya ve toplanan delillere göre; taraflar arasında görülen iş bu davada yazılı bir sözleşme bulunmadığı gibi yetki sözleşmesinin de yapılmadığı, bu durumda HMK.’nın 6. maddesi uyarınca genel yetkili mahkemenin davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu, bu nedenle huzurdaki davanın davalı şirketlerin ticari muamele merkezlerinin bulunduğu yer mahkemeleri olan Adana veya İstanbul Asliye Hukuk Mahkemeleri nezdinde ikame edilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine, HMK ‘nın 20. maddesi gereğince taraflardan birinin kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde mahkemeye başvurarak dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesi talebi halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul veya Adana Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, hüküm davalı A. İ. Tic. Ve San. A.Ş. vekili ile davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Davalı A.. S… A.Ş. vekilinin temyiz itirazları yönünden: 5219 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunun (HUMK) 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 5236 sayılı Kanunun 19 uncu maddesiyle HUMK’a eklenen Ek-madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2013 yılı için 1.822,00 TL. dir.
Temyize konu edilen miktarın 323,16 TL olması nedeniyle 09.04.2013 tarihli karar temyiz eden davalı bakımından kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün ¾ sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebilir.
2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; davalı A…A.Ş.ye dava dilekçesi 13.12.2012 tarihinde tebliğ edilmiş olup davalı vekili iki haftalık sürenin sona erdiği 28.12.2012 tarihinden sonra 07.01.2013 havale tarihli dilekçesi ile yetki ilk itirazında bulunmuştur. Diğer davalı Selçuk Ecza Deposu ise cevap dilekçesinde yetki ilk itirazında bulunmamıştır. Bilindiği üzere 6100 sy. HMK’nın 116/1. maddesi gereği yetki itirazı ilk itirazlardan olup 117. maddesi gereği esasa cevap süresi içinde ileri sürülmediği takdirde dinlenmez. Ayrıca, HMK’nın 19/2. maddesine göre; “yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” Somut olayda mahkemece re’sen uygulanması gereken bir kesin yetki kuralı da bulunmamaktadır. O halde Mahkemece açıklanan hükümler gözetilmeden usulüne uygun bir yetki ilk itirazı ve kesin yetki kuralı bulunmadığı halde yazılı şekilde yanılgılı değerlendirme ile yetkisizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı A…A.Ş. vekilinin temyiz isteminin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle REDDİNE, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 15.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.