Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/18612 E. 2014/1982 K. 27.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18612
KARAR NO : 2014/1982
KARAR TARİHİ : 27.01.2014

MAHKEMESİ : Edirne 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 24/12/2012
NUMARASI : 2011/341-2012/500

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, müvekkili banka ile davalı asıl borçlu F. İnşaat Yapı Ltd. Şti arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinde diğer davalıların müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla yer aldıklarını, kredi geri ödemelerin aksaması üzerine hesabın kat edilerek noter kanalıyla borçlulara ihtarname keşide edildiğini, borcun ödenmediğini, kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili ve 6 adet çekin yasal sorumluluk bedelinin depo edilmesi için davalılar aleyhine girişilen icra takibinin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamını ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, icra takibine kısmi itirazda bulunulmasına karşın davacı yanca itirazsız kısmın da dava konusu yapıldığını, müvekkili ödemelerin dikkate alınmadığını, ipotek takibine dayalı yapılan dosyadaki bedelin mahsup edilmeksizin icra takibi yapıldığını, dolayısıyla aynı alacak için mükerrer takip gerçekleştirildiğini, oysaki ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takibin sonrasında ödenmeyen alacak kalması durumunda bakiye miktar için icra takibi yapılması gerektiğini, faiz oranlarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, yanlar arasındaki sözleşmede belirlenen faizin yasal olduğu, rehinle temin edilmiş bir alacak için tahsilde tekerrüre meydan vermemek kaydıyla asıl borçlu ve kefilleri hakkında genel haciz yoluyla takip yapabileceği, davacı icra takibine konu bedel üzerinden itirazın iptali davasını açmış ise de yargılama sırasında taraflar arasındaki ihtilafın 287.552,10-TL’sı asıl alacak ve ferileri üzerinden olduğunun anlaşıldığı, fakat davalının itiraz dilekçesinde kısmi itiraz ettiğini açıkça belirtmediği gerekçesiyle davanın kabulüne davalıların takibe vaki itirazlarının tahsilde tekerrür etmemek koşuluyla 387.552,10-TL’sı asıl alacak olmak üzere ferileri ile birlikte toplam 408.623,35-TL üzerinden iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmiş, hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili ve 6 adet çek yaprağı yasal sorumluluk bedelinin depo edilmesi amacıyla asıl borçlu şirket ve kefiller hakkında başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın İİK’nın 67. maddesi gereği iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacı-banka alacağının tespiti bakımından alınan 16.07.2012 tarihli 1. bilirkişi raporuna karşı taraf vekillerinin itirazı üzerine 07.11.2012 tarihli 2. bilirkişi raporu alınmış olup, bu rapor sonucuna göre de yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Oysa ki, anılan iki rapor arasında miktar yönünden çelişki bulunduğu gibi hükme esas alınan rapora davalılar vekilince gerekçeleri gösterilmek suretiyle de itiraz edilmiştir.
Bu durumda mahkemece, davacı banka alacağının belirlenmesi ve depo talebi yönünden banka kayıtları üzerinde konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi kurulundan tüm raporları irdeleyen ve çelişkileri gideren ve sözleşme hükümleri de gözetilmek suretiyle ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar tesisi doğru olmadığı gibi kabule göre de gayri nakdi (depo bedeli) alacağı için icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi de usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalılar yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 27.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.