Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/18532 E. 2014/2152 K. 29.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18532
KARAR NO : 2014/2152
KARAR TARİHİ : 29.01.2014

MAHKEMESİ : Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/10/2012
NUMARASI : 2010/487-2012/492

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –

Davacı vekili, tarafların dava dışı E. Petrolcülük şirketinin İş Bankasıyla imzaladığı kredi sözleşmesinde kefil olduklarını, davacının bu kefalet nedeniyle bankaya 170.000 TL ödeme yaptığını, davalının sorumlu olduğu miktarın tahsili için başlatılan icra takibine itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının kefalet nedeniyle yaptığın ödemelerin, kredi sözleşmesindeki 3 kefilden biri olan davalıdan, 1/3’ünü talep edebileceği, davalının itirazının haksız olduğu, takipten önce davalının temerrüde düşürülmediği gerekçesiyle davalının takibe itirazının 56.665,00 TL asıl alacak yönünden iptaline, hüküm altına alınan alacağın %40’ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dışı E. Petrolcülük Tur. İnş. Tic. Ltd. Şti. ile dava dışı T. İş Bankası arasında 3 adet genel kredi sözleşmesi imzalandığı dosya içeriğindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Bu sözleşmelerden 2 tanesinde tarafların birlikte kefil oldukları görülmekte ise de, birinde davalının kefaletinin olmadığı saptanmıştır. Davacının kefil olarak yaptığı ödemenin davalının imzası bulunmayan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borca yönelik olması halinde davalının bu ödemeden dolayı rücuen sorumlu tutulamayacağı açıktır. Yapılan bu açıklamalar karşısında anılan genel kredi sözleşmeleri ve dava dışı banka kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılıp alınacak rapor diğer delillerle birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 29.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.