Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/18527 E. 2014/1703 K. 22.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18527
KARAR NO : 2014/1703
KARAR TARİHİ : 22.01.2014

MAHKEMESİ : Nazilli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 20/06/2013
NUMARASI : 2012/355-2013/190

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine başlattığı icra takibine konu bono nedeniyle 10.000 TL ödeme yapıldığı halde bono bedelinin tamamı üzerinden takip yapıldığını belirterek takibin 10.000 TL yönünden iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının bono bedelini ödemediğini bildirerek davanın reddini, %20 tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece, dava tarihinden sonra davacının adresinde yapılan haciz sırasında davacının borcu kabul ederek ödeme taahhüdünde bulunduğu, davacının borcu kabul ve taahhüdünün davalının borcun varlığı ve geçerli olduğu yönündeki savunmalarını desteklediği, davacının kötüniyetle iş bu davayı açtığı gerekçesiyle davanın reddine, %20 kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, icra takibinden sonra açılan ve takip nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Somut olayda dava 10.09.2012 tarihinde açılmıştır. Açılan iş bu davada mahkemece takibin durdurulmasına ilişkin verilen bir tedbir kararı bulunmadığından dava konusu icra takip dosyasında, dava tarihinden sonra 16.03.2013 tarihinde davacı borçlunun adresinde haciz yapılmış, davacı borçlu, dosyadaki toplam 69.453,74 TL. borcu kabul ettiğini, 30.09.2013 tarihinde ödemeyi taahhüt ettiğini beyan etmiş ve bu beyan imzasını ihtiva eden haciz tutanağına geçirilmiştir. Davacı iş bu davayı açarak takip konusu borcun 10.000 TL.’si yönünden ihtirazi kaydını ileri sürmüştür. Bu itibarla dava tarihinden sonra, sırf aleyhine yürütülen icra takibini durdurmak saikiyle haciz baskısı altında davacının anılan şekilde dava konusu borcu da kapsayacak şekilde tüm borcu kabul ve ödeme taahhütünde bulunması borç ikrarı olarak nitelendirilemeyeceğinden yazılı ve yanılgılı gerekçe ile davanın reddinde isabet görülmediği gibi, mahkemece icra takibinin durdurulmasına yönelik bir tedbir kararı verilerek bu karar infaz edilmediği halde davalı lehine İİK.nun 72. maddesi uyarınca kötüniyet tazminatına hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 22.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.