Yargıtay Kararı 19. Hukuk Dairesi 2013/18508 E. 2014/584 K. 06.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 19. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/18508
KARAR NO : 2014/584
KARAR TARİHİ : 06.01.2014

MAHKEMESİ : Simav Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/03/2012
NUMARASI : 2010/298-2012/123

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
– K A R A R –
Davacı vekili; davalı bankaya tahsil cirosu ile tevdi edilen bononun banka tarafından zayi edildiğini, zayi nedeniyle senette ciranta olarak yer alan A.E.’e başvuru haklarını kullanamadıklarını, müvekkili tarafından asıl borçluya karşı yapılan takibin de acz nedeniyle semeresiz kaldığını, bu nedenle davalı banka aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve %40’tan az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkili banka tarafından davacı tarafından tahsil cirosu ile devredilen senedin sehven keşideciye gönderildiğini, daha sonra durumun fark edilmesi üzerine keşideciyle görüşülerek aynı vade tarihli ve bedelli yeni bir senet düzenlettirilerek alındığını, davacıya gönderilen cevabi ihtarnamede de düzenlettirilen senedi alabileceğinin bildirildiğini, banka kayıtlarının incelenmesi halinde görüleceği üzere zayi edilen senette davacının iddia ettiği gibi başvurabileceği her hangi bir cirantanın bulunmadığını, açıklanan nedenlerle müvekkili bankanın herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; davacı tarafça her ne kadar dava dışı A. E.’in ciranta olarak bulunduğu ve davalı tarafın yedinde iken zayi olan bonoda cirantaya başvurma hakkının engellendiği ve asıl borçlu aleyhine yapılan takipte asıl borçlunun ödemeden aczi nedeniyle takibin semeresiz kaldığı iddiasıyla itirazın kaldırılması talep edilmiş ise de, davacı tarafın başka bir cirantaya yönelik başvuru hakkının engellendiği yönündeki iddiasını kanıtlayamadığı gibi alacak hakkının ihdas edilmiş yeni bono ile zayi olmadığının kabulü gerekeceğinden davacının dava tarihi itibari ile dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, ayrıca koşulları oluştuğundan %40 oranındaki kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davanın temelini oluşturan icra takibinde borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiştir. Yetkili icra dairesinde takip yapılması itirazın iptali davasının koşullarından biridir. Dava koşullarının bulunup bulunmadığı mahkemece re’sen (kendiliğinden) incelenir. Öte yandan bir davada, dava koşullarının bulunmadığının saptanması aleyhe bozma yasağının istisnaları arasında sayılmıştır. Bu durumda mahkemece İİK.’nın 50. maddesi gözetilerek icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz öncelikle incelenerek icra dairesinin yetkisiz olduğu sonucuna varılması halinde dava koşulu gerçekleşmediğinden davanın reddine karar verilmesi, aksi halde işin esasına girilmesi gerekirken bu yönler üzerinde durulmadan eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine, 06.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.